Bütün duygularını yüreğine gömmüştü

A -
A +

Bütün komşular camlara dizilmişler, Neriman'ın gelin gideceği aileyi perde arkalarından izlemişlerdi... Herkes heyecanlı ve telaşlıydı. Bir tek Neriman bütün duygularını yüreğine gömmüştü. Bir robot gibi davranıyordu. Hayatının bundan sonrasını geçireceği adamın yüzünü bile görmemişti. Neye benzediğini, nasıl bir insan olduğunu bilmiyordu. Bir ay sonrasında düğün yapılmak şartıyla anlaşmışlardı iki aile. Bir hafta içinde nişan yüzükleri takılacak, ardından da eksik gedik ne varsa tamamlanıp düğün yapılacaktı... Neriman'ı asıl yıkan olay müstakbel kayınbabası ve kaynanasını uğurlarlarken yaşanmıştı. Emin Bey, kadınlara göstermeden elini cüzdanına atmış ve içinde bir tomar banknot çekip Mehmet Ali'ye uzatmıştı. Neriman babasının o anda yüzündeki ifadeyi hiç unutmayacaktı. Adamın yüz kasları gevşemiş, yüzüne pembe bir renk gelmişti âdeta. Gözleri parlayarak almıştı banknotları. Neriman bir eşya gibi satıldığını düşündü o an, ancak kaderine boyun eğip sustu. Misafirler gittikten sonra da annesinin tedirgin bakışları altında ortalığı topladı. Bulaşıkları yıkadı. Halime kızıyla göz göze gelmemeye, yalnız kalmamaya gayret ediyordu. Mehmet Ali keyifle bir sigara yakmıştı: - İyi oldu, köyün bütün kızları gıpta ediyordur şimdi Neriman'a. Ne de olsa şehre gidecek, görmüş geçirmiş bir aile. Zenginler de. Bundan âlâsı can sağlığı. Yarın bunun tafrasını kahvede bol bol atarım artık. Halime de gülümsedi kocasına, özellikle kızına duyurmak için yüksek sesle cevap verdi: - Bir ana, bir baba daha ne ister ki? Kızlarının rahat, iyi bir hayat sürmesini ister. Gelenek, görenek böyle, kız çocuğu yaşı geldi mi baş göz edilir. Önemli olan iyi bir yere gelin gitmesi. Allah'a şükür iyi insanlar. Kaynana biraz modern ama böylesi daha iyi. Şimdi devir değişti, kızlar da modern olmak istiyor. Mehmet Ali heyecanını yenemeyerek seslendi: - Kız, Neriman, gel bakayım!.. Neriman sessizce dikildi babasının karşısına: - Bak, seninle son defa konuşuyorum. Sor bakalım köyün kızlarına, babaları benim gibi evlenmeden önce kızlarını alıp karşılarına konuşmuş mu? Bunun kıymetini bil! Durdu, sigarasından bir nefes daha çekip devam etti: - Gelin gittiğin evde en ufak bir saygısızlığını, bir tersliğini duymayacağım. Artık senin evin orası anan baban da onlar olacak. Ona göre davran. Bir tek şey duyarsam karşında beni bulursun. Neriman önüne bakıyordu. Hiç sesini çıkartmadı. İçinden fırlayıp kaçmak, uzaklara gitmek geliyordu sadece. Mehmet Ali yutkundu: - Kocanın sözünden çıkmayacaksın, o ne derse yapacaksın. En ufak bir şikâyet istemiyorum. Sigarasını teneke kül tablasına olanca gücüyle bastırdı. Gürültülü bir öksürükten sonra ayağa kalktı: - İyi oldu, iyi oldu... Halime kızının yüzüne bile bakmadan kocasının ardından çıktı odadan. Neriman yalnız kalmıştı. Hâlâ ayakta duruyor ve kıpırdamıyordu... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.