Cahit Beyin nutku tutulmuştu!..

Selim kapıdan içeri girer girmez Cahit Bey ayağa kalktı. Bir anda göz göze geldiler oğluyla. - Gel bakalım Selim, konuşalım biraz oğlum... Genç adam sıkıntıyla buruşturdu yüzünü: - Neyi konuşacağız baba? Hesap mı soracaksın? Cahit Bey sabırla yutkundu: - Annene bazı şeyler söylemişsin. Evladım biz bu aileyle nasıl başa çıkarız? Göz var izan var... Ben bir şey demiyorum arkadaşlığına ama bizden gücümüzü aşan şeyler bekleme yavrum. Bak, arkadaşının bir yemek parası benim bir aylığım... Selim kaşlarını kaldırdı: - Ödeyeceğiz dedik baba, tamam! - Oğlum senden bir şey ödemeni isteyen yok. Ama biz baş edemeyiz ki bununla. Bunun ardı arkası gelirse şayet ne yaparız. Hiçbir şeyimiz yok oturduğumuz evimizden başka. Bir de emekli maaşım. Bugün bir hastalansak Allah korusun devletin verdiği kadar bakılacağız... Selim sinirlenmişti: - Aynı dili konuşmuyoruz baba seninle... Ben evlenmekten bahsediyorum. Haldun Berberoğlu'na damat olmaktan bahsediyorum. Böyle bir fırsatı sizin davul dengi dengine gibi safsatalarınız yüzünden kaçıramam. Cahit Bey gözlerini kısarak baktı oğluna: - Senin gözün zenginlikten, paradan, şatafattan başka bir şey görmüyor mu oğlum? Senin hiç mi değer yargıların yok? Selim bir kahkaha attı: - Geç baba bunları... Sen bunlarla geçirmişsin hayatını da ne olmuş bir baksana hâline. Demin kendin söyledin, iyi kötü, derme çatma bir ev, bir de üç kuruş emekli maaşı. Didinerek geçen onca yıl da cabası. Dünyada farklı şeyler oluyor baba. Hanginizin haberi var bunlardan? Annemle sen kaç kere boğazda lüks bir restoranda yemek yediniz? Kaç kere lüks bir otele tatile gittiniz? Bundan sonra da gidebilecek misiniz? Cahit Bey yutkundu: - Bunlar bu kadar önemli mi oğlum? - Önemli baba! Çok önemli hem de... Kaz gelecek yerden tavuk esirgemeyeceksin. Haldun Berberoğlu sizinle tanışmak istiyor. Sizi köşke davet ediyorlar. Gidin kendinize doğru dürüst bir şeyler alın. Benim de yeni bir takım elbiseye ihtiyacım var. Bunları temin etmek zorundayız baba... Cahit Beyin nutku tutulmuştu. Boğazında yumruk bir şey oturuyordu ve nefes alamıyordu... DEVAMI YARIN