Çaresizlik bütün benliğini sarmıştı!

A -
A +

Neriman çöpleri toplayıp, alışveriş işini de hallettikten sonra dairelerden topladığı aidatları vermek için Albay Tahir Beyin yanına çıkacaktı. Sabah çöpleri toplarken haber vermişti. Evine girip kahvaltı sofrasını topladı. Bulaşığı yıkadı. Altı aydır dizleri ağrıyordu. Yüzünü acıyla buruşturdu. Mutfak rafının üzerinde duran Elif'in verdiği ilaçtan bir tane çıkartıp bir bardak suyla içti. Sonra oturma odasındaki konsolun başlına geldi. Şu para işini de halledip eve gelip biraz uzanmak istiyordu. Çekmeceyi açtığı zaman şaşkınlıkla baktı. Her zaman orada duran para dolu naylon torba yerinde yoktu. Bir an düşündü: - Başka bir yere mi koydum ben bu paraları? Bugüne kadar hiç böyle bir şey yapmamıştı. Çekmeceyi karıştırdı ama nafile. Torba sır olup gitmişti sanki. İçinden bir sıcaklık dalgasının yükseldiğini hissetti. Deli gibi boşalttı çekmeceyi. Ondan sonra yaşadığı kargaşayı anlatmaya gerek yoktu. Bütün evi altüst etti. Torba yoktu. Dudaklarını ısırdı: - Hırsız mı girdi bu eve? Nereye gider bu torba? Bir daha baştan aradı evi. Bütün yeleklerinin, elbiselerinin ceplerine baktı. Kanepelerin altların, mutfak dolaplarına kadar aradı. Zaten küçücük iki oda ve bir de mutfak ve banyodan oluşan ev ters yüz olmuş gibiydi. Kalbi fırlayacak gibi atıyor, olanlar aklına hayaline sığmıyordu. Çaresiz bir şekilde oturdu sandalyelerden birine. Yüzü kireç gibiydi: - Ne yapacağım ben şimdi? Bunca parayı nasıl ödeyeceğim, ha deyince nereden bulacağım? Nereye gider bu kahrolası? Çıldıracağım... Baştan aradı evi. Bu sefer ayakkabıların içlerine bile baktı. Ağlamaya başladı. Çaresizlik bütün benliğini kaplamıştı. Bu sırada kapının vurulduğunu duydu. Sanki kaybettiği parayı getirmişler gibi heyecanla atıldı kapıya. Gelen Gül'dü. Annesinin bembeyaz suratını görünce irkildi genç kız: - Ne oldu anne? - Para yok Gül! Apartmandan topladığım aidat ve yakıt parasının olduğu naylonu bulamıyorum. Çekmecede duruyordu. - Medet uman gözlerle bakıyordu kızına. Sanki o şimdi gülümseyecek ve "merak etme anne bak burada!" diyerek paranın yerini gösterecekti. Ama Gül yüzünü buruşturdu: - Aaa, çekmecede duruyordu. Dün akşam gördüm daha. Kalem ararken baktım çekmeceye. Oradaydı. - Yok, yok işte... Belki İpek biliyordur, o nerede? Durakladı Gül. Gözlerini kaçırdı annesinden: - Bilmem, ben okuldan çıkarken görmedim onu. İki kardeş ayrı sınıflardaydılar. Neriman kaşlarını çattı: - Nasıl görmedin? Kızım insan kardeşini beklemez mi? Omuz silkti Gül: - Aman anne, onun sallanmasını bekleyecek değilim. Eğer annesini biraz oyalarsa kardeşinin döneceğini, nasıl olsa söyleyecek bir şeyler bulacağını düşünüyordu. Neriman tedirgin olmuştu. Üsteledi: - Kızım sabah birlikte gitmediniz mi okula? Gül bakışlarını kaçırdı annesinden: - Hayır, o bir yere uğradı. Benden ayrıldı. > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.