Elif, anne ve babasının yüzlerindeki ifadeyi dikkatle inceledi: - Yani, bir yer bulunana kadar iki yeni doğmuş bebek ve bir genç kadın? Sizinle mi kalacak? Melahat hanım atıldı: - Kızım, öyle çaresiz ki... Çok da terbiyeli bir kız. Ne olacak, oturur bir yerde, sofraya bir tabak daha konur. Böyle insanların elinden tutmazsak ne hale düşerler? Bak geldiği gün cebindeki parasını çalmışlar, yarından sonra çirkin tekliflerle karşılaşacak. Ortalık kötülerle dolu... Hiçbir şeye yanmam, o masum bebeciklere yanarım. Kendimi asla affetmem sonra. Ekrem Bey karısının sözlerini tamamladı: - Bizler eğitimciyiz kızım, bizim görevimiz insan yetiştirmek, topluma doğru insanlar kazandırmak. Bu bizim görevimiz. Bize bir zararı olmaz bu kızcağızın. Hem de bebekler evin içinde bir renk olur. Allah'a şükür halimiz vaktimiz yerinde. Evimiz büyük. Geçici bir süre. Sen de işi hızlı tutarsın böylece. Elif ayağa kalktı: - Size inanamıyorum bazen. Ne desem boş biliyorum. Tanışalım şu küçük anneyle bakalım. Melahat Hanım kararlarını kızının da onaylamasına sevinerek fırladı yerinden. Neriman'a verdikleri odanın önüne geldi, usulca tıklattı kapıyı. Başını uzattı içeriye. Neriman yatağa uzanmış, bir koluna bir yavrusunu, diğer koluna öbür yavrusunu yatırmış, gözleri açık, tavana bakıyordu. Melahat Hanımı görünce hareketlendi: - Yavaş kızım, uyanmasınlar. Pek güzel uyuyorlar. Benim kızım geldi, seni görmek istiyor, eğer müsaitsen gel içeriye. Neriman bebeklerini uyandırmamaya gayret ederek usulca kalktı. Çekingen ve korkak bir ruh haliyle takıldı Melahat Hanımın peşine. Salona girdiği zaman ayakta bekleyen Elif'i görünce koşarak gitti yanına, elini öpmek istedi. Elif izin vermedi: - Dur bakalım, eli öpülecek kadar yaşlanmadım daha. Adın Neriman değil mi? - Evet abla... Neriman. - Otur bakalım Neriman. Annemler hikâyeni anlattı, üzücü şeyler yaşamışsın. Bebekler nerede? - Ellerinizden öperler abla, uyuyorlar içeride. Elif başını salladı: - Tamam, onlara sonra bakarız. Ben bir muayene edeyim. Ben çocuk doktoru değilim ama genel durumlarına bakayım. Gerekirse arkadaşlara havale ederim. Yalnız sen çok zayıfsın. İki çocuk besleyen bir annenin bu kadar zayıf olması iyi değil. Gıdasız kalmışsın belli. İlaçların falan var mı? Doğumdan sonra verdiler mi? Neriman biraz rahatlamıştı onun sıcak yaklaşımını görünce: - Taburcu olurken iki ilaç yazmıştı doktor. Rahmetli, kayınpederim almıştı bana. Getireyim... Koşarak gidip geldi elinde iki kutu ilaçla. Elif kutuları dikkatle inceledi: - Tamam, demir ve vitamin takviyesi yapmışlar. Bu ilaçları zamanında iç, sakın ihmal etme. Gel seni bir muayene edeyim ben önce... Ne iş yapabilirsin Neriman? Bana biraz kendinden bahset bakayım. Neriman bir yandan muayene olurken bir yandan da sorulara cevap veriyordu: - Her işi yaparım abla, yeter ki ayaklarımın üzerinde durup bebelerime bakabileyim... > DEVAMI YARIN