"Cemile Hanımın yerini söyleyemem!"

A -
A +

Turgay Bey arkasına yaslandı. Tereddüt içindeydi. Neler olup bittiğini anlamaya çalışıyor, bu arada Kerim Türkmen'e bir yanlış yapmaktan korkuyordu. Onun insanı ne hale getirebileceğinin bilincinde olarak başına dert almak istemiyordu. Dudaklarını büzdü: - Bu konuda size bilgi veremem. Kerim Beyden olur almadıkça benden bunu istemeyin. Zeynep gözlerini kıstı: - Kerim Bey kim oluyor. Aradığım insanın nesi oluyor Kerim Bey, vasisi değil, bir şeyi değil. Bu insansa benim annem. Siz bir hukukçusunuz. Bunun başınıza neler açabileceğini bilmiyor musunuz? Turgay Bey şaşkın bir şekilde terleyen alnını sildi mendiliyle. Ne cevap vereceğini bilemedi. Kekeledi: - Hanımefendi... Ben de emir kuluyum. Cemile Hanımın yerini söylememekle yükümlüyüm. Selim adeta kükredi: - Sizin aranızdaki ikili anlaşmalarınız bizi bağlamaz. Bunun kanuni bir yanı var mı beyefendi? Bu kız annesini arıyor ve siz onu bildiğiniz halde söylemekten kaçınıyorsunuz. Sizi şimdi buradan çıkar çıkmaz dava edeceğim. Hem de dudaklarınızı uçuklatacak miktarda bir manevi tazminat davası açacağım. Cemile Hanımı bundan önce kaldığı yerden nasıl kendi isteği dışında apar topar götürdüğünüze ait belgeler ve şahitlerim hazır. Bunun bir suç olduğunu benden iyi bilirsiniz umarım. Turgay Şenol şaşkın bir şekilde etrafına bakındı. Kerim Beye ulaşabilseydi belki daha kolay halledebilecekti bu meseleyi. Selim biraz daha sakin bir şekilde önde doğru eğildi: - Bakın beyefendi, size her şeyi anlatayım başından itibaren. Cemile Hanım benim eşim olacaktı. Birbirimizi çok ama çok sevmiştik. Bundan yirmi bir sene önce. Ama Kerim Türkmen, yani ağabeyim bu ilişkiye mani oldu. Kızım dünyaya geldiği zaman bize oyun oynayarak kızımı annesinin elinden aldı. Onun peşinden koşarken geçirdiği bir kaza sonucu Cemile Hanım bugünkü kötürüm durumuna düştü. Bir daha kızını göstermedi ona. Benim elimi kolumu bağladı. Benimle adeta pazarlık yaptı. Ya çekip gidecektim buralardan, ki o zaman kızımın istikbalini kurtarmış olacaktım, ya da bize dünyayı zindan edecekti. Bir tek şartla kabul ettim gitmeyi. Cemile Hanıma bakması şartıyla... Bu konuda bir anlaşma yaptık. Bunun karşılığında ben babamın servetinin bir kısmından feragat ettim. Kızımı da nüfusuna kaydettirdi ağabeyim. Ama şimdi Zeynep her şeyi biliyor ve annesini görmek istiyor. Buna engel olmayın. Kızım iki gün sonra evleniyor. Annesinin de yanında olmasını istiyor. O zavallı kadından bunu esirgemeyin... Bize anlayış gösterin. Turgay Şenol karşısındaki insanların nasıl gelgitler yaşadığını görebiliyordu. Anlatılan hikaye inanılmaz gibiydi ve kendi bildikleriyle de örtüşüyordu. Bir süre sessiz kaldı. Sonra yan gözle Zeynep'e baktı. Onun gözlerinin içindeki yalvaran bakışlar karşısında yapacak başka bir şeyi olmadığını düşündü. Bir kağıt aldı masadan, aceleyle bir şeyler yazıp uzattı Selim'e: - Alın adres bu. Ama sizden ricam beni görmediniz, bilmiyorsunuz, tanımıyorsunuz. Buraya hiç gelmediniz. Selim ve Zeynep minnetle baktılar adama. İkisinin de gözlerindeki ışıltılar sevinç ve heyecan saçıyordu. > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.