Çıldıracak gibi oluyordu Feryal -65-

A -
A +

Feryal'in bütün amacı çocuklarını sağlam bir birey olarak yetiştirmekti. Onları eğitimli, sosyal ve insan gibi birer genç olarak topluma sunmak gerektiğine inanıyordu. Bütün çabası, koşuşturması bu yüzdendi. Onlara görevlerini tam anlamıyla yapabilmek, bundan doğacak eksiklikler için ileriki yıllarda pişman olmamaktı. Kocasına karşı hâlâ içinde var olan sevgiyi gömmüş, bütün boşluklarını çocuklarının sevgisiyle doldurmuştu. Her akşam ikisini de yanına alıyor, onlarla konuşuyor, onlara kitap okuyor, oyun oynuyordu. Hayatının en birinci maddesiydi çocukları. İleride her şeyi mantıkla algılayabilecekleri yaşa geldikleri zaman onlara olanı biteni eksiksiz anlatacak, ama asla ne babalarını, ne de babalarının ailesini kötüleyecekti. Firuze hanımın isabetli nasihatleri sayesinde muhakemesini işletiyor, Coşkun ailesine karşı içinde beslediği öfkenin yerini yavaş yavaş hoşgörü almaya başlıyordu. Onları, onların penceresinden baktığı zaman anlayışla karşılamaya başlamıştı. Mağdur olan kendisi idi, kendi ailesi idi ama yine de herkes kendi doğrusunun peşindeydi ve kimseyi inandığı şeyler suçlama tasarrufuna sahip değildi... Can sıkıntısından televizyonun kumandasına uzandı. Gelişigüzel bastı düğmeye. Güzel bir spiker sabah haberlerini veriyordu. Gözlerini kapatıp dinlemeye başladı. Birkaç ekonomik ve siyasi haberden sonra spikerin söylediklerini duyunca önce şaşırdı, sonra irkildi: - Dün meydana gelen trafik kazasında, geçenlerde vefat eden iş adamı Seyfi Coşkun'un ailesi... Uzandığı yerden hızla doğruldu. Spiker monoton bir sesle okuyordu haberi: - Dün akşam saatlerinde meydana gelen bir trafik kazasında, birkaç hafta önce vefat eden ünlü iş adamı Seyfi Coşkun'un oğlu ve gelini hayatını kaybetti. Aynı kazada taksi şoförü de vefat ederken Seyfi Coşkun'un eşi Fidase Coşkun ağır yaralı olarak hastahaneye kaldırıldı. Yaralının durumunun ciddi olduğu bildirildi. Feryal kendine gelmiş, gözleri fal taşı gibi açılmıştı. "Aman Allah'ım, aman Allah'ım..." diye bağırdı. Elleriyle ağzını kapatmış, sanki gayri ihtiyari ağzından çıkacak çığlıklara engel olmak istiyormuş gibiydi. Fırladı yerinden. Odanın içinde bilinçsizce dolaşmaya başlamıştı. Berker'in öldüğüne inanamıyordu. Gözlerinden yaşlar süzülmeye başlamıştı. Bir kere görmüştü Berker'i. Ama kendini ona yakın hissetmişti. Şimdi o cana yakın insan yoktu artık. Bunun Tamer için ne büyük bir yıkım olacağını düşündükçe çıldıracak gibi oluyordu. Hele onun çaresizliğini aklına getirdikçe daha da bunalıyordu. Ne yapacağını bilemedi. Haberi duyduğu televizyon merkezinin telefonunu istedi bilinmeyen numaralardan. Aceleyle tuşladı numaraları. Karşısına çıkan genç erkek sesine kelimeleri zor bir araya getirerek sordu: - Beyefendi, ne olur bana yardımcı olun. Az önce bir haber dinledim merkezinizden. Bir kaza haberi. İş adamı Seyfi Coşkun'un ailesi... Eşinin hangi hastahanede olduğunu öğrenmek istiyorum. Ben büyük oğullarının eski eşiyim. Ne olur yardımcı olun. > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.