"Çok beklemedin değil mi?"

A -
A +

Hastanenin bahçesinden koşar adımlarla çıkan genç kız, boynundaki el örgüsü atkıyı iyice sardıktan sonra caddenin karşı tarafına geçmek üzere yaya geçidinin başına gelip durdu. Trafik lambasında yayalar için yeşil yanmasını beklerken gözlerini kısmış, duraktaki kalabalığın içinden kendisini bekleyen arkadaşını bulmaya çalışıyordu. Neden sonra akan trafiğin durmasıyla birkaç adımda caddenin karşı tarafına ulaştığında arkadaşının durağın birkaç adım dışında durmuş kendisine baktığını görünce yüzüne bir tebessüm yayıldı. Gayriihtiyari adımları biraz daha hızlandı. - Çok beklemedin değil mi? Genç adam soğuktan kızarmış burnunu çekti: - Yok, beklemedim ama bu soğuk adamı öldürecek... Genç kız delikanlının koluna girip iyice yaslandı: - Öyle yoruldum ki bugün Selim, anlatamam... Bütün derslerimizde klinik vardı. Koşturdum durdum akşama kadar. Genç adam uzun boyluydu. Sert kemikli yüzü, siyah dalgalı saçları vardı. Gözleri kısık, bakışları ciddiydi. Yakışıklı bir gençti. Biçimli dudaklarını diliyle ıslattı: - Ne yalan söyleyeyim, ben de yorgunum... Ama faydası yok. Cuma günü imtihan var. Eve gidip ders çalışmam lazım. Genç kız gülümsedi: - Etrafımda dolaşma diyorsun yani... Merak etme cumaya kadar benim de oturup ders çalışmam lazım. Badana ne zaman başlıyor? Hafta sonu geleyim, Adile Anneye yardımım olur biraz. Serpil Abla hastaydı. Ona da faydam olur. Sahi nasıl oldu o? Düzeldi mi biraz? Omuzlarını kaldırdı Selim: - Bilmiyorum ki... Onunki bunalım artık. Evde oturmaktan evham sahibi oldu. Bütün gün evde, televizyon karşısında, hiçbir sosyal faaliyeti olmadan öylece oturuyor. Kafasını olur olmaz şeylere takıyor. Öyle sığ düşünüyor ki anlatamam... Özlem kaşlarını kaldırdı. Soğuktan durduğu yerde zıplamaya başlamıştı: - Söyleme öyle. Kolay değil onun içinde. Bir şanssızlık olmuş işte... Sen anlayamazsın terk edilmenin nasıl zor bir şey olduğunu. Hele bir genç kız için çok ağırdır. Sen her şeyini hazırla, nişan yüzüğünü parmağına geçir, tam evleniyorum derken terk edildiğini öğren. Selim omuzları kaldırdı: - Ne var bunda? Herkesin başına gelebilir. Bu kadar abartmanın, ahlayıp vahlamanın bir anlamı yok. Beni istemeyeni ben hiç istemem... Özlem gülümsedi. Sevgiyle baktı genç adama: - Siz erkekler böylesiniz işte!.. > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.