"Çok heyecanlıyım Kadriye Teyze!"

A -
A +

Hülya telefonu kapattıktan sonra gözlerini yumdu. Yüreği yerinden fırlayacakmış gibi atıyordu. Bir müddet öyle kaldıktan sonra toparlandı hemen aynanın karşısına geçti. Aceleyle saçlarını taradı. Telefon eden Hakan'dı. Kendisiyle görüşmek, bir kahve içmek istemiş, söyleyeceği önemli şeyler olduğunu belirtmişti. Hülya koşar adımlarla odasından çıktı. Ferda Hanımın mahkemesi olduğu için evde yoktu. Mutfakta iş yapan Kadriye'ye seslendi: - Kadriye Teyze, ben çıkıyorum. Çok heyecanlıyım bilsen... Kadriye sevgiyle gülümsedi: - Ne oldu ki güzel kızım? Hülya neşe içinde adeta cıvıldadı: - Hakan telefon etti. Harun ağabeyimin yardımcısı. Benimle konuşmak istiyormuş. Çok hoşlanıyorum o çocuktan Kadriye Teyze. İçim kıpır kıpır... Kadriye onun heyecanına gülmekten kendini alamadı: - Hakan iyi bir gençtir. Akıllı, efendi bir çocuktur. Kendi oğlum gibi severim. Hülya çoktan ayakkabılarını giymişti bile: - Gidiyorum Kadriye Teyze. Bana dua et. Genç kız koşar adımlarla indi merdivenleri. Babasının bir hafta önce aldığı küçük otomobiline binerek motoru çalıştırdı. Az sonra şehir trafiğine girmişti bile. Sözleştikleri kafeteryaya geldiği zaman evden çıkalı on beş yirmi dakika olmuştu. İçeriye girer girmez gördü Hakan'ı. Genç adam mahcup bir tavırla ayağa kalkmıştı. Hızla ona doğru yürüdü: - Merhaba Hakan... Meraklandım... Genç adam sandalyeye oturmasına yardımcı oldu genç kızın... Hülya yeşil gözlerini açmış merakla bakıyordu Hakan'a: - Seni dinliyorum... - Ben... bazı şeyler konuşmak istedim. Bilmem beni yanlış anlar mısın! Hülya gülümsedi: - Hele sen söyle bakalım... Yutkundu Hakan. Elleri titriyordu. Onun bu çocuksu heyecanı çok hoşuna gitmişti genç kızın. - Şey... Belki dedim... Yani... Durdu, yutkundu, başını kaldırıp genç kızın gözlerinin içine baktı: - Ben senden çok hoşlanıyorum Hülya. Eğer sen de istersen seni tanımak istiyorum. İleriye dönük beklentilerim olacak bu arkadaşlıktan. Seninle bir ömür geçirmek gibi... Bilmem sen ne dersin? Hülya beklediği teklifi almıştı. Heyecandan kıpkırmızı olmuştu. Utandığını hissederek gözlerini kaçırdı: - Ben de aynı duygular içindeyim Hakan. Neden olmasın. Ben de seni tanımak isterim. Bu cevap Hakan'ı rahatlatmış ve çok mutlu etmişti. Neşe içinde cevap verdi: - O zaman anlaştık. Bu son zamanlarda duyduğum en güzel şey... İki genç birbirlerine baktılar. Sonra ikisi de kahkahayla gülmeye başladılar... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.