"Çok mutluyum babaanne"

A -
A +

Zekiye Hanım dehşet içinde dinliyordu Betül'ün anlattıklarını. Arada çaresizce inliyordu. Haşmet Bey ise gözleri büyümüş bir şekilde ifadesizce bakıyordu gelinin yüzüne. Betül son sözlerini söyledi: - İşte böyle, bugün Faruk'u hayata döndüren o genç adam onun kendi, öz oğlu, sizin de torununuz... Haşmet Bey başını iki yana salladı: - Aman Allahım! Sen bizi affet ya Rabbim!.. Zekiye Hanım ise ağlıyordu. Betül kayınvalidesinin yanına gelip oturdu, onun ellerini tuttu: - Ne olur, toplayın kendinizi. Faruk kurtuldu. Aslan gibi bir torununuz daha var... Zekiye Hanım başını iki yana salladı: - Ben ne diyeceğimi bilemiyorum kızım. Suçluluk mu duymam lazım, aldırmamam mı lazım, ne hissedeceğimi bilemiyorum. Öyle büyük bir boşluk ki bu! Betül gülümsedi: - Merak etmeyin, sevinin sadece. Ahmet Nejat çok olgun bir çocuk. Çok aklı başında. Kendi kendini öyle güzel yetiştirmiş ki... Endişeyle baktı gelinine Zekiye Hanım: - Annesi bizim için bir şeyler söylemiş mi ona? Betül başını kaldırdı: - Hiçbir şey söylememiş. Babasının kim olduğunu bile söylememiş. O kendi çabalarıyla bulmuş Faruk'un kim olduğunu. Zaten o zavallı kadıncağız öldüğü zaman çok küçükmüş... Sanıyorum oldukça onurlu bir genç kadınmış, Allah rahmet eylesin. Ahmet Nejat bana uzun uzun anlattı her şeyi... Haşmet Bey kaşlarını kaldırdı: - Ya Faruk? Faruk'a ne zaman söyleyeceksin kızım? Betül boynunu büktü: - Kendine gelsin baba, böyle insanı yerinden zıplatacak kadar önemli bir haberi taşıyabilmesi için biraz kendine gelmesi lazım. Doktor Bey her şeyi biliyor, sanıyorum o bana gereken zamanı haber verecek. Ameliyata girmeden önce öğrenmesini Ahmet Nejat istemedi. Böyle bir heyecanla bu önemli ameliyata girmesinin ters tepkiler doğurabileceğini düşündü. Doktor da onay verince hiçbir şey söylemedik. Zekiye Hanım kendilerini sessizce dinleyen Gaye'ye baktı. Genç kız gülümsedi: - Ben çok mutluyum babaanne, bir ağabeyim oldu. Öyle çok isterdim ki koluna girip gezebileceğim bir ağabeyim olmasını. Allah dualarımı kabul etti. Hem laf aramızda çok da yakışıklı... Haşmet Beye döndü Zekiye Hanım: - Gidelim Haşmet, görelim torunumu... Betül atıldı: - 47 numaralı odada kalıyor. Yaşlı karı koca ayağa kalktılar. Faruk hâlâ uyuyordu. Zekiye Hanım kocasının koluna yaslandı. Yaşı çok ilerlemiş olmasına rağmen o mağrur ve kendinden emin, otoriter duruşundan ve görüntüsünden hiçbir şey kaybetmemişti. Kapıların üzerindeki numaraları okuyarak ilerlediler koridorda... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.