Yahya Efendi kapıdan içeri girer girmez oturma odasında fırladı Coşkun: - Baba, sonuçlar açıklandı. Ben yalnız gitmeye cesaret edemedim, benimle gelir misin internet kafeye? Birlikte bakalım, ben heyecandan tek başıma gidemedim. Yahya Efendi gözlerini kıstı: - Ne var oğlum heyecanlanacak? Olmazsa seneye bir daha denersin... Coşkun liseyi bitirmiş ve üniversite imtihanlarına girmişti. Anne ve babasının bütün ısrarlarına rağmen dershaneye gitmemiş, kendi imkânları ile hazırlanmıştı. Gece gündüz demeden çalışmış, gün gelmiş, sabahlara kadar uyumamıştı. Şimdi bütün bu çabasının sonuçlarını öğrenmek üzereydi. Yahya Efendi ayakkabılarını çıkartmadı: - Haydi öyleyse, gidelim... Baba oğul birlikte çıktılar. Onları geçirirken Müşerref Hanım hiç durmadan dua ediyordu arkalarından: - Allah'ım sen oğlumun gönlüne göre ver, inşallah iyi bir yeri kazanır. Coşkun çok yakışıklı bir delikanlı olmuştu. Uzun boyu, siyah, dalgalı saçları ve yeşil gözleri ile oldukça çekici bir tipti. Çıkık elmacık kemikleri, sert yüz hatları, sivri ama uzun olmayan burnu ve biçimli dudakları ile Akif'e çok benziyordu. Sadece gözlerinin rengini ve saçarlının siyahlığını annesinden almıştı. Çok efendi bir çocuktu. Mahallenin göz bebeğiydi. Kendisini sevmeyen hiç kimse yoktu. Tahsil hayatı boyunca anne ve babasını hiç üzmemiş, onlara hiçbir konuda zorluk çıkartmamıştı. Yahya ve Müşerref Hanım oğullarıyla hep gurur duymuşlardı... İki adam hızlı adımlarla yürüdüler. Caddeye çıktılar ve çarşının içindeki internet kafeye doğru yöneldiler. İçerisi çok kalabalıktı. Sonuçları öğrenmek isteyen gençlerle dolmuştu. Kafe sahibi Hüseyin, Coşkun'u tanıyordu. Zaman zaman ödevlerini yapmak için gelirdi delikanlı buraya. - Ooo, Coşkun Bey, haydi bakalım, sonuçları öğrenmeye geldin değil mi? Medar-ı iftiharımızsın sen bizim. Göreyim seni. Coşkun yutkundu: - Deme öyle Hüseyin Abi. Başaramamış olabilirim. İyi bekliyorum ama... Puanlarım yüksek ama istediğim yer olacak mı bakalım. Bu sene tavan puanlar yüksek diyor herkes. Hemen boş bir masa ayarladı Hüseyin. ÖSS'nin internet sayfasına girmek için zorlandı biraz ama sonunda açıldı. Coşkun elleri titreyerek yazdı aday numarasını. Tuşa bastı ve beklemeye başladı. Yahya Efendi bu teknolojiden hiç anlamıyordu. Şaşkın gözlerle oğlunun yaptıklarına bakıyordu. Birden ekran değişti ve bir sayfa açıldı. "Coşkun Ünal Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesine yerleştiniz." Hüseyin bir çığlık attı. Coşkun ise gözleri fal taşı gibi açılmış ekrana bakıyordu... DEVAMI YARIN