Arzu otogarda bekliyordu. Coşkun'un otobüsü kıvrak bir manevrayla perona yanaşınca hemen koşarak otobüsün yanında geldi. Genç adam: - Bana kızgınsın biliyorum ama gerçekten kafam allak bullak Arzu... Affet! Genç kız onun ne kadar yorgun göründüğünü düşündü. Gözkapakları şişmişti. Sakalları uzamıştı. Koluna girdi genç adamın: - Çok endişelendim ve çok ama çok merak ettim Coşkun. Neler oluyor böyle? Coşkun saatine baktı. Henüz yedi olmuştu: - Bir yere gidip oturalım, bir bardak çay içelim. Hemen otogardaki kafelerden birine girdiler ve en köşedeki masalardan birine geçtiler. İki poğaça ve iki çay söylediler. Arzu sabırla bekliyordu. Neden sonra Coşkun onun yüzüne baktı: - Hayatımla ilgili korkunç bir gerçeği öğrendim Arzu. Bunu seninle paylaşmak zorundayım. Çünkü sen benim evlenmeyi istediğim kızsın. Bilmek senin de hakkın. Arzu arkasına yaslandı. Gözlerini genç adama dikmişti. - Yahya Babam ve Müşerref Annem benim öz anne ve babam değilmiş Arzu. Arzu bir çığlık attı hafifçe: - Neler söylüyorsun sen? Başını salladı Coşkun: - Evet, beni yıllar önce doğar doğmaz evlatlık almışlar. Annem doğumumda ölmüş, babam olacak adam ise annemin ölümünden beni sorumlu görerek yüzümü bile görmek istememiş. Beni Yahya Babama evlatlık vererek çekip gitmiş. Benden nefret etmiş anlayacağın. Genç kız dehşet içinde kalmıştı. Uzanıp destek vermek için genç adamın elini tuttu: - Canım benim, çok sarsıldığın muhakkak... - Bana olan sorumluluğunu karşılamak için doğduğum günden son beş sene öncesine kadar her ay para göndermiş. Yahya Babam o paraya hiç dokunmamış. Olduğu gibi bankada duruyormuş o para. Ben de pazartesi günü o paranın tamamını çektim ve getirdim. Şimdi gidip onu o adamın yüzüne çarpacağım. Ona hiçbir konuda borçlu kalmak istemiyorum. Bu sözlerden derin bir nefes aldı. Arzu şaşkın bir şekilde bakıyordu genç adama: - Bir dakika, bir dakika, kim olduğunu biliyor musun bu adamın? Coşkun acı bir gülümseme ile baktı genç kıza: - Biliyorum hayatım, çok iyi biliyorum kim olduğunu, onu da öğrendim... Arzu toparlanmaya çalıştı. Gözlerini kıstı ve öne doğru eğildi: - Kimmiş peki? Coşkun gözlerini kapattı ve yutkundu: - Akif Ünlüer!.. DEVAMI YARIN