Coşkun'un eli ayağı birbirine dolanmıştı!

A -
A +

Coş­kun ma­sa­ya yak­laş­tı ve gü­lüm­se­di: - Her­ke­se iyi ak­şam­lar efen­dim, uma­rım geç kal­ma­dım. Mit­hat Ak­yay­la sa­ati­ne bak­tı ve tak­dir­le gü­lüm­se­di: - Tam se­kiz. Muh­te­şem bir za­man­la­ma. Gel ba­ka­lım genç mes­lek­ta­şım. Coş­kun say­gıy­la se­lam­la­dı pro­fe­sö­rü. Ve­dat Be­yin ya­nın­da eşi otu­ru­yor­du. Ay­la Ha­nı­mı ta­nır­dı Coş­kun: - Mer­ha­ba efen­dim, na­sıl­sı­nız? Ay­la Ha­nım ki­bar bir şe­kil­de gü­lüm­se­di ve kar­şı­lık ver­di: - Çok te­şek­kür­ler Coş­kun, epey­dir gö­rüş­me­dik, öz­let­tin ken­di­ni. Mit­hat Be­yin ya­nın­da­ki ba­yan sa­rı­şın, ha­fif top­lu, ol­duk­ça ba­kım­lı bir ka­dın­dı. Kü­çük, ma­vi göz­le­ri var­dı. Ve­dat Bey aya­ğa kal­kıp ta­nış­tır­dı: - Mit­hat Ho­ca­mın eşi Ne­ri­man Ha­nım. Coş­kun: - Na­sıl­sı­nız efen­dim? İş­te bu se­lam­laş­ma­dan son­ra gör­dü ma­sa­nın en dip ta­ra­fın­da otu­ran genç kı­zı. Düz, kum­ral saç­lı, son de­re­ce gü­zel bir genç kız! Coş­kun hay­ran­lık­la bak­tı onun yü­zü­ne. Bir an­da içi­ni tu­haf bir sı­cak­lık kap­la­mış, san­ki tam göğ­sü­nün or­ta­sın­dan bir şey ka­yar gi­bi ol­muş­tu. Ve­dat Bey de­vam et­ti: - Ve bu da gü­zel kı­zı­mız Ar­zu. Mit­hat Be­yin kı­zı. Ken­di­si de dok­tor ola­cak ama da­ha ta­le­be. Sa­nı­yo­rum se­ne­ye bi­te­cek de­ğil mi Ar­zu? Genç kız ba­şı­nı sal­la­dı: - Kıs­met olur­sa se­ne­ye bi­te­cek Ve­dat Am­ca. Coş­kun'un otur­ma­sı için ay­rı­lan yer Ar­zu'nun tam kar­şı­sın­da­ki san­dal­yey­di. Genç kı­zın yü­zü­ne bak­ma­ya ce­sa­ret ede­me­ye­rek otur­du ye­ri­ne. Mit­hat Bey gür­le­di âde­ta: - Hay­di, ar­tık şu si­pa­riş­le­ri ve­rin. İz­mir'de kon­fe­rans ve­re­cek­sin de­dik­le­ri za­man ak­lı­ma ilk ge­len çi­pu­ray­dı. Bu muh­te­şem ta­dı baş­ka bir yer­de bul­mak müm­kün de­ğil. Ama Ve­dat öy­le ha­vuz ba­lı­ğı fa­lan is­te­mem, de­niz çi­pu­ra­sı ola­cak. Ve­dat Bey bir kah­ka­ha at­tı: - Her­hal­de ya­ni, sa­na bu­ra­da ha­vuz ba­lı­ğı ye­di­re­cek ha­li­miz yok. Gar­so­na dö­nüp ses­len­di: - Ba­kar mı­sın oğ­lum, bi­zim si­pa­riş­le­ri ala­bi­lir­si­niz ar­tık. Her­kes ba­lık yi­yor­du. Gar­son git­tik­ten son­ra Coş­kun bir ara ba­şı­nı kal­dır­dı ve Ar­zu ile göz gö­ze gel­di. O an­da san­ki yük­sek vol­taj­lı bir akı­ma ka­pıl­mış gi­bi tit­re­di vü­cu­du. Ha­fif­çe gü­lüm­se­di genç kız. Coş­kun şaş­kın­lık için­de kar­şı­lık ver­di. Eli aya­ğı bir­bi­ri­ne do­lan­mış­tı...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.