Yaşar evden çıktıktan sonra uzunca bir süre yürüyerek her zaman gittiği kahveye gelmişti. Semt kahvesine gidemiyordu çünkü evinin bulunduğu çevrede asla sevilen bir insan değildi. Mahalle esnafından komşularına kadar herkes tepkiliydi ona karşı. Karısının ve iki çocuğunun durumu gözler önündeydi. Yaşar'ın sürekli sarhoş gezmesi, evine, çocuklarına sahip çıkmak adına en ufak bir hareket bile göstermemesi ister istemez herkesin tepkisini çekiyordu. Yaşar kahveden içeri girip çevresine bakındı. En dip masada sürekli birlikte gezdiği arkadaşı Haydar oturuyordu. Onun yanına gitti: - Merhaba... - Hoş geldin Yaşar, hayırdır, bakıyorum iyi kalkmışsın, akşam zurna gibiydin... Omuzlarını kaldırdı adam: - Bırak ya, baş ağrısından ölüyorum. Bir sıcak çay içmeye geldim. Evdeki bir çay bile koymadı önümüze. Haydar kaşlarını kaldırdı: - Yapma yahu! Abi bu kadınları anlamak zor yahu! Kızmıştır içkili gittin diye. Yaşar sesini yükseltti ve kaşlarını çattı: - Paralarım onu, karışamaz bana. Otursun veletlerini büyütsün o. Bana laf söyleyecek kadın daha anasından doğmadı. Kırarım kemiklerini. Haydar bir kahkaha attı: - Ha şöyle... Erkek adam dediğin senin gibi olur. Ne bileyim öyle süklüm püklüm gelip, bir çay bile koymadı deyince... - Bırak şunu! Uğraşmadım sabah sabah... Sonra da adımız çıkıyor. Şu muameleye millet şahit olsa benim ne kadar haklı olduğumu anlarlar ama gel gör ki... Haydar bir kahkaha daha attı: - Neyse bırak, çayını iç de biz bu günkü işimize bakalım. Sana anlattığım gibi. Adam çok zengin. Bir de karısı var. Kocaman bir köşkte oturuyorlar. Hizmetçiler, uşaklar, bildiğin gibi değil. Para çuvalla adamda. Benim abimin karısı bir avukatın yanında çalışıyor. Ayak işlerine bakıyor. O duymuş. Adam bir çocuğu evlat edinmeye kalkmış, avukata gelmiş ama olmamış iş. Anlayacağın evlat edinecek bir çocuk arıyor bu herif. Sen de bakamıyorum deyip duruyorsun. İyi bir para karşılığı seninkilerden birini verelim işte. Aracılık paramı isterim ama. Gidelim konuşalım. Bende telefonu falan var adamın. Yaşar ilgilenmişti bu işle: - Benim aklım yatar buna yahu. Zaten çocuk dediğin ne ki, ayak bağı. Konuşalım. İstediğim parayı verirse veririm hiç düşünmeden. Haydar masaya birkaç bozukluk fırlatarak kalktı ayağa. Pis pis sırıtıyordu... DEVAMI YARIN