Deniz son derece durgundu...

A -
A +

Kuşadası limanındaki motorlar sıra sıra dizilmişlerdi. Bahar, Özlem ve Nejat gözlerine kestirdikleri bir tanesine bindiler. Saat onbirde hareket edecekti motor. Gümüldür'e kadar sahildeki bütün koyları dolaşacaktı. Her gün bu tür motorlar sabahtan müşterilerini alarak yola çıkıyor, akşam saatlerine kadar koy koy dolaşarak müşterilerini gezdiriyorlardı. Öğlen yemeğinde çipura ve yeşil salata vardı. Koylarda denize girmek mümkündü. Neşe içinde motorun ön tarafına yerleştiler üçü de. Nejat'ın izin alması zor olmamıştı. Müessese müdürü izin sebebini sorduğu zaman genç adam doğruyu söylemişti. Nejat'ın Bahar ve arkadaşına rehberlik edeceğini duyan müdür hemen gereken izni vermişti. Tabii arkasından da Cevdet Beye telefon ederek durumu bildirmişti. Nejat için de iyi şeyler söylemiş, güvenilir bir genç olduğunu özellikle belirtmişti. Gençler oldukça keyifliydi. Özlem'in esprileri kırıp geçiriyordu ortalığı. Motor hareket edince yüzlerine çarpan serinlik sıcak havanın etkisini biraz olsun hafifletmişti. Deniz son derece durgundu. Bir saat sonra ilk koya girdiler. Muhteşem bir görüntü vardı. Bu ilk konakladıkları koyda denize girdiler. Daha sonra gelinen ikinci koyda öğle yemeği molası verildi. Harika bir salata eşliğinde yenilen taze deniz çipurasının tadı uzun bir zaman damaklardan kaybolacak bir lezzet değildi. Ardından hem yemeğin verdiği rehavet, hem de yüzmenin verdiği yorgunluk Özlemin gözlerinin kapanmasına neden oldu ve genç kız güverteye serdiği havlusunun üzerinde derin bir uykuya daldı. Nejat ve Bahar ise yan yana oturup ayaklarını korkuluklara dayamışlar hem etrafı seyrediyor, hem de sohbet ediyorlardı. Bahar derin bir nefes alarak mırıldandı: - Bazı insanların neden denizde yaşamayı tercih ettiklerini şimdi anlıyorum. O kadar huzur verici ki... Babamın bir arkadaşı bütün hayatını yatında geçiriyor. Orada yatıp kalkıyor, yiyor, içiyor, çalışıyor. Kocaman bir kütüphane yapmış yatın içine, okuyor, balık tutuyor. Düşünürdüm, bir insan böyle yaşayabilir mi diye, ama görüyorum ki harika bir şeymiş. İstediğin yere gidip kalıyorsun, ne hoş! Nejat hayranlıkla bakıyordu genç kıza. Bir yandan onun kulağına tatlı bir melodi gibi gelen konuşmasını dinliyor, bir yandan da gerçekten çok güzel olan yüzünü inceliyordu. Bahar bu ilgiyi fark edince gülümseyerek döndü genç adama: - Ne var? diye göz kırptı. Beni dinlemiyor gibisin. Nejat yutkundu: - O kadar güzelsin ki... Seni seyretmekten kendimi alamıyorum. Sesin bir melodi gibi. Bahar utanmıştı. Başını önüne eğdi: - Teşekkür ederim... Nejat dudaklarını ısırdı ve ekledi: - Seninle hiç düşünmeden evlenirim biliyor musun? DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.