Halil sert bir sesle susturdu karısını: - Kes sesini sen!.. Dilin hemen uzadı bakıyorum. Ben daha görmedim, nedir, kimdir, neyin nesidir ben bilmiyorum. En son sözü ben söylerim. Kocası yok mu bu kadının? Gülizar atıldı lafın ortasına: - Kocasından sana ne be Halil? Burada böyle işlere kocalar karışmaz. Burası İstanbul. - Ben kadın kısmıyla görüşmem Gülizar bacı. Ne konuşacağım? Ben kocasıyla konuşurum. Cahit bir kahkaha attı: - Yahu amma da uzattın sen de, biraz modern ol... Kadın kısmının işine sen ne diye karışıyorsun? Halil bir sigara yaktı, sıkıntılı bir tavırla söylendi: - Bu anlamaz bu işlerden. Ne bilecek. Ben gider konuşurum. Kandırırlar bunu. Cahit elini kaldırdı umursamaz bir şekilde: - İyi yahu, inadın inat madem, gider konuşursun yarın karınla birlikte. Adres var elinde nasıl olsa, Gülizar yeniden tarif edecek size evi. Oralar pek güzeldir. Paralı insanların oturdukları yerler... Bir müddet daha oturup kalktı Safiyeler. Yol boyunca hiç konuşmadı Halil. Safiye ise onun bu sessizliğinden ürküyor, sanki bir kabahat işlemiş gibi suçlu bir şekilde kocasını takip ediyordu. Eve girdikleri zaman Halil divana oturdu. Gözlerini kısarak baktı karısına: - Ne işin vardı senin bugün kahve önlerinde de bakalım? Safiye yutkundu: - Ben ne bilirim Halil, Gülizar abla getirdi. Ben konuşacağım Halil'le dedi. İnan ki ben demedim. Dişlerinin arasından anlaşılmaz bir şeyler fısıldadı Halil. Sonra yeniden kükredi: - Artık dilin bir karış uzar senin de o Gülizar gibi. - Niye uzasın Halil. İstemezsen gitmem. Sen dedin git çalış diye. Ses çıkartmadı bu gerçek karşısında adam. Safiye doğru söylüyordu. Kendisinin bir işi olmadığı sürece birinin eve para getirmesi lazımdı. Bakışlarını ters tarafa çevirdi: - İyi, bir şey demedik. Zaten bir fırsatını bulayım, gideceğim buralardan. Almanya'ya gideceğim. Genç kadın tedirgin bir şekilde baktı ona. Son zamanda bu sözleri ikinci defa duyuyordu. *** Hülya hanım karşısında küstah bir tavırla duran Halil'e kaşlarını çatarak baktı: - Anlayamadım ne demek istediğinizi beyefendi, buyurun benimle görüşün ne istiyorsanız, eşim benimle ilgili olan mevzulara karışmaz hiç, hele bu iş tamamen bir evin hanımının sorumluluğunda olan ev düzeni ile ilgiliyse hiç ilgilenmez. Bu konudaki kararları ben veririm. Halil beklemediği bu cevap karşısında duraklamıştı. Ne diyeceğini bilemediği için şaşkın şaşkın bakındı: - Yok, yani onu demek istemedim, biz erkek erkeğe daha iyi anlaşırdık, o bakımdan.... - Anlayamadım? Benimle anlaşamamanızın nedeni bayan olmam mı? Ayrıca sizinle ne konuda anlaşacağım? Ben eşinizle gereken şeyleri konuşup anlaştım. Sizin ayrıca öğrenmek istediğiniz nedir? - Yani şey açısından, alacağı maaş falan... Hülya hanım sinirlenmişti... Sakin olmaya çalışarak cevap verdi: - Sanıyorum o konuyu da konuştuk Safiye ile. - Yok bacım, hani, parasını alacağı zaman ben geleyim, bana verin demek istemiştim... > DEVAMI YARIN