Gözlerinin altı morarmış, göz kapakları davul gibi şişmişti Serpil'in. Üzüntüyle baktı Adile Hanım kızına ama bir şey söylemeyip gülümsedi: - Günaydın gül çiçeğim. Nasılsın yavrum. Ekmek kızarttım sana... Serpil dudakları titreyerek cevap verdi: - Karnım hiç aç değil... - Aaa, olmaz, kahvaltı önemli. Haydi yap kah-valtını, gel seninle felekten bir gün çalalım, ister misin? Alışverişe gidelim. Biraz para biriktirdim ben, yeni bir şeyler alalım sana. Serpil neredeyse ağlamaklı olmuştu. Başını iki yana salladı: - İstemiyorum, hiçbir şey istemiyorum ben. Adile Hanım ısrar etti: - O zaman sen çık biraz kızım, azıcık hava al. Dışarısı soğuk ama mis gibi. Biraz yürü. Sahile in, deniz kenarında yürü. Açılırsın, mis gibi deniz havası alırsın. Serpil durakladı. Fena fikir değildi. Biraz açık havaya ihtiyacı vardı. Yoksa boğulacaktı. Sofraya baktı yan gözle: - İyi birkaç lokma bir şey yiyeyim, biraz çıkayım deniz kenarına. Yürüyüş yapayım. Adile Hanım sevinçle kalktı yerinden. Kızının fikir değiştirmesinden korkarak demliği getirdi, çayları koydu. İçinden dua ediyordu durmadan: "Haydi hayırlısı, yavaş yavaş alışacak inşallah, yüce Rabbim, sen yardım et, aşsın güzel kızım bu badireyi..." Kahvaltı biter bitmez kalktı masadan Serpil. Odasına girdi. On beş dakika sonra çıktı. Giyinmişti. Siyah bir pantolon ve siyah bir kazak giymişti. Saçlarını toplamıştı. Babası gibi yeşil gözlüydü. Naif yüz hatları, daima mahzun bakan gözleri küçücük bir ağzı vardı. Adile Hanım atıldı: - Atkını falan al yavrum, eldivenlerini de, başlığını da giy. Kulakların üşümesin. Cevap vermedi Serpil. Annesinin ördüğü atkı, eldiven ve bereyi aldı. Aynanın karşısında güzelce giyindi. Lastik ayakkabılarını da geçirdi ayağına. - Haydi hoşça kal anne... Adile hanım sevgiyle baktı kızına. Tedirgindi bakışları: - Dikkat et yavrum, öğleye gelirsin değil mi? Paran var mı? Serpil "evet" anlamında başını salladı. Sokağa çıkınca derin bir nefes alarak yürümeye başladı. Gerçekten soğuk ama mis gibi bir hava vardı dışarıda... *** Cahit Bey iş yerinden içeri girer girmez çalışma arkadaşlarını selamladı: - Hayırlı günler arkadaşlar... Odadakiler saygı duydukları bu yaşlı adamı güler yüzle karşıladılar: - Size de hayırlı günler Cahit Baba... Havanın güzelliğine bak. Sen bayılırsın böyle havalara... > DEVAMI YARIN