Bebeklerin bulunduğu odanın önündeki camekâna dayanmıştı Zafer. Mümtaz Bey içerideki hemşireye Serpil'in adını söylemişti. Birkaç saniye sonra kısa boylu zayıf hemşirenin kucağında nur topu gibi bir bebek geldi camın arkasına. Minicik ağzı, minicik burnu vardı. Yüzü şişti. Zafer o anda, içinde ılık bir şeylerin aktığını hissetti. Babasının elini tutmuş sıkıyordu. Mümtaz Bey sevgiyle baktı oğluna sonra bebeğe döndü: - Maşallah sana yavrum, pek de güzel bir şey bu Zafer, Başaran ailesinin yeni ferdi bu ha! Zafer titriyordu. Gözlerini alamıyordu bebekten. Fısıldadı: - Bu benim kızım baba, benim kızım... Şunun güzelliğine bak! - Senin kızın ya! Artık sen de babasın oğlum, çok şükür bugünleri gösterene. Zafer ağlamaklıydı: - Baba bu anlatılamaz bir duygu. Şuna bak, bu nasıl büyüyecek? İnanamıyorum! Mümtaz Bey oğlunun sırtını sıvazladı: - İnan yavrum, bu böyle bir harikuladelik işte, Allah'ın kudreti... Hemşire bebeği götürmesi gerektiğini işaret etti. Mümtaz Bey başını salladı "tamam" der gibi. Az sonra baba oğul koridorda yürüyorlardı. Karşıdan Betül ve Hadiye Hanımın geldiğini gördüler. Hadiye Hanım telaşla: - Gördünüz mü, ayol bizi neye beklemediniz? diye sitem etti. - Sen de görürsün anne, ben de bir daha göreceğim sizinle... diyerek geri döndü Zafer. Bir kere daha gördüler bebeği. Hadiye Hanım ağlıyordu: - Ben babaannenim senin güzel kızım. Bak bu da Betül Teyzen, hoş geldin bebeğim... Az sonra yeniden Serpil'in yanına dönmüşlerdi. Bu sırada doktor hanım girdi içeriye: - Nasılız bakalım? Ooo, burası kalabalık olmuş. Biraz daha görün birbirinizi ondan sonra genç annemiz dinlenecek. Evet Serpil'ciğim, bir sıkıntın var mı? Serpil gülümsedi: - Teşekkür ederim doktor hanım. Gayet iyiyim. Doktor hanım Zafer'e döndü: - Bazı ilaçlar yazacağım, bunları alın. Yarın öğleye eşinizi ve bebeğinizi çıkarabilirsiniz. - Teşekkür ederim doktor hanım. Allah sizden razı olsun. Doktor gittikten sonra Hadiye Hanım atıldı: - Bize çıkartalım Serpil'i. Bir müddet bizde kalın. Ben şimdi eve gidip hazırlıkları yaparım. Kendini toplayana kadar kızım, yalnız olmaz. Ev sıcacık, rahat edersin. Serpil "olur" anlamında başını eğdi. Zafer sevinçten parlayan gözlerle bakıyordu karısına. Dünyanın en mutlu insanıydı o anda. Sevinçle atıldı: - Ben yarın sabahtan gelirim hayatım, sizi alır götürürüm. Şimdi uyuman gerekiyormuş... >DEVAMI YARIN