Düştüğü durum çok vahimdi!

A -
A +

Kaan gözlerini kapattı. İlginç bir tesadüf onu ev arkadaşının kız arkadaşının kardeşiyle karşılaştırmış, onun kim olduğunu bilmeden ilgisini çekmişti. Tam bu sırada çaldı Emre'nin cep telefonu. - Efendim, diyerek cevapladı çalan telefonu Emre. Sonra eliyle işaret etti Kaan'a. Gülümsüyordu. - Seda, merhaba... Hayırdır? Bir şey mi oldu? Karşı tarafın konuşmalarını dikkatle dinliyordu. Başını salladı: - Tabii ki görüşürüz. Bugün öğleden sonra müsait misin? Aynı yerde bekleyeyim seni, olur mu? Karşıdan olumlu cevap almış olacak ki tebessümle başını eğdi: - Tamam, saat ikide... Telefonu kapattıktan sonra Kaan'a döndü: - Hayırdır, mutlaka konuşması lazımmış benimle... Seda telefonu kapattıktan sonra kendi cesaretine kendisi de şaşırmıştı. Bir an düşündü, ne diyecekti Emre'ye? "Ya benimle evlenirsin, ya da ben yokum" mu diyecekti? İçine düştüğü durumun saçmalığını fark edince yüzünü buruşturdu, Eda haklıydı. Kendi kendine gelin-güvey olmuştu. Daha hiç tanımadığı, ne olduğunu bilmediği bir insana kendisiyle evlenmesini söylemek kadar mantıksız bir şey olamazdı. Anne ve babasının kendisini istemediği bir insanla evlendireceği korkusuyla paniğe kapılmış, manasız bir girişimde bulunmuştu... Eli tekrar telefona gitti, yeniden genç adamı arayıp randevuyu iptal etmek istedi ama böylesine bir dengesizlik içinde bulunmasının karşı tarafta ne tür bir çelişki oluşturacağını düşünüp vazgeçti. Hayatında ilk defa böyle bir şey başına geliyordu... Koltuklardan birisine oturdu, gözlerini halıya dikip düşünmeye başladı. Odaya giren Ceyda'yı fark etmedi bile. - Ne oldu? Bulamadın mı Emre'yi? İrkildi genç kız. Başını iki yana salladı: - Yoo, buldum, öğleden sonra buluşacağız. Ama... Ceyda karşısındaki koltuğa oturdu: - Aması ne? - Bilmiyorum, birden saçma geldi, ne diyeceğim ben ona? Bir delilik yapıyorum ben? Ceyda gülmeye başladı: - Paniklere girdik birden ha? Bak canım, ne olup bittiyse hepsini dürüstçe söylersin. Anlatırsın olanları. Açık olmak her zaman iyidir, dürüst olmak, gerçeği olduğu gibi anlatmak her zaman iyi sonuç verir. Hem böylece onun da niyetini öğrenmiş olursun. Başından bilmek en doğrusu... Seda düşünceli bir şekilde mırıldandı: - Haklısın galiba... En iyisi her şeyi anlatmak... *** Saliha hanım o gün öğleden sonra komşusuna gidecekti. Bu da Seda'nın işini kolaylaştıracaktı tabii ki. Annesi gittikten sonra arkasından o da çıktı. Hızlı adımlarla bir gün önce Emre ile buluştuğu kafeteryaya geldi. Genç adam henüz gelmemişti. Dip masalardan birine oturup beklemeye başladı. Heyecanlıydı. Bir an önce konuşup eve dönmesi gerekiyordu. Annesi eve dönmeden gitmek zorundaydı. Hayatında ilk defa gizli bir şey yapıyordu. DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.