"Elbet bir çıkar yol buluruz..."

A -
A +

Şefika Hanım hafif bir çığlık atarak kapıya tutundu. Şevket Bey telaşla baktı karısına: - Durun bakalım, hemen koyvermeyin kendinizi.... Yalçın başını ellerinin arasına alıp ağlamaya başladı: - Günlerdir uyuyamıyorum baba, geceler bir kâbus oldu benim için. Karıma bir şey belli etmemeye çalışıyorum, ama bittim baba... Her geçen gün faiz biniyor borcuma, işime konsantre olamıyorum. Ağabeyime gittim yardım etmesi için ama nafile, o karısının uydusu olmuş, bizi silmiş baba... Yüzüme bile bakmadı. "Yok benim param" dedi çıktı işin içinden. Bana bir akıl ver baba! Şevket Bey'in kafası allak bullak olmuştu. Koskoca adamın hıçkırarak ağlaması karşısında şaşırmış, içi acımaya başlamıştı. Çaresiz bir şekilde etrafına bakındı. Şefika Hanım ağlamaklı bir sesle atıldı: - Be oğlum, buraya gelene kadar ne yaptın? Hiç mi düşünmedin? Yalçın cevap vermeden Şevket Bey müdahale etti: - Bırak nasıl olduğunu ne olduğunu Şefika, olan olmuş... Ne yapabiliriz ona bakalım. Sonra gözlerini tavana çevirdi. Kendi kendine konuşmaya başladı: - Bu nasıl dünya? Bunca sene namusumla çalıştım çabaladım, elimde avucumda bir şey yok, evladımın zor gününde bile yetişemiyorum... Ne yapabilirim ben şimdi? Yalçın başın kaldırdı, uzanıp babasının elini tuttu: - Baba, sen yardım edebilirsin bana... Bak ne düşündüm, evi satalım, siz bizim yanımıza taşının. Ben borcumu kapatayım, size söz ilk fırsatta size belki daha küçük ama daha güzel bir ev alırım. Sizi ortada bırakmam. İnan bana başka çözümü yok bunun. Yapar mısın bu iyiliği bana? Şevket Bey dikkatle baktı oğluna. Kafasının karışık olduğu belliydi. Kekeledi: - Oğlum, tabii ki senin için her şeyi yaparım ben. Analar babalar ne için vardır? Ama bütün kardeşlerinin fikrini almak lazım... Yalçın umutlanmıştı. - Yavuz ağabeyim tamam dedi. Yadigar Ablam da tamam der baba... Zor durumdayım, insaf ederler herhalde. Onların hakkını da öderim ben durumum düzelince. Şevket Bey gözlerini kıstı: - Yavuz Ağabeyinle konuştun mu bu konuyu? Yalçın kekeledi, cevap verirken zorlandığı belli oluyordu: - Ben para isteyince veremeyeceğini söyledi. Ben o zaman bu fikri söyledim. O zaman "tamam" dedi baba... Şefika Hanım huzursuz bir şekilde kocasına bakıyor, hiç karışmıyordu onların konuşmasına. Ama dikkatle dinliyordu. Yaşlı adam derin bir nefes aldı: - Sen borcunun tamamını bir hesapla oğlum... Nereye ne kadar var... Bir döküm çıkart. Ondan sonra oturup konuşalım... Elbet bir çıkar yol buluruz. Gerekirse satarız evi evladım. Yalçın rahatlamıştı. Yerinden kalkıp babasını öptü: - Biliyordum baba, senin bana yardım edeceğini biliyordum. Canım babam. İçimi ferahlattın, yoksa halim perişandı. Ne yapardım ben? Hapse girecektim, her şeyimi kaybedecektim... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.