Elif acıyarak baktı Neriman'a. Genç kadın kanepenin üzerinde oturmuş, başını bir tülbentle sarmış, ağlamaktan gözleri şiş bir şekilde ileri geri sallanıyordu. - Gitti Elif Abla, kızım gitti, yaktı, yıktı öyle gitti. Ne yapar ne eder bu yaşta? Ne iyiyi bilir ne kötüyü? Ben bu kadar mı kötü bir anneyim, ben bu kadar mı sorumsuzum, bir kızıma sahip olamadım... Elif elini uzatıp onun saçlarını okşadı hafifçe: - Kendini suçlamayı bırak Neriman! Senin ne suçun var ki? Sen mükemmel bir annesin. Ben biliyorum senin çırpınışlarını. Bir cahillik yaptı işte. Ne diyeceğimi bilemiyorum... Neriman umut arar gibi baktı Elif'in yüzüne: - Ben o parayı nasıl koyarım yerine Elif Abla, neye yanayım ben şimdi? Elif gözlerini kapattı: - Düşünme onu şimdi, onu hallederiz. Önemli olan İpek! Polisten bir haber çıkmadı değil mi? Başını iki yana salladı Neriman umutsuzca: - Tahir Bey eksik olmasın gitti karakola yeniden. Komiser arkadaşıymış. O soracak bir gelişme var mı yok mu diye... Olsa ne olacak Elif Abla, bitti hayatı, geleceği, umutlarım, hayallerim, hepsi bitti. Elif dişlerini sıktı. Bir köşede sessizce oturan Gül'e döndü: - Ah be Gül'üm! Neden söylemedin kardeşinin böyle bir şey yapacağını? Neden annene haberi vermedin? Haydi ona söylemedin, bana gel anlat. Her zaman demedim mi size, çocuklar başınız sıkışırsa, bir derdiniz olursa çekinmeyin, gelin diye. Ben de sizin ananız gibiyim. Elimizde büyüdünüz... Gül sessizce başını öne eğdi. Neriman atıldı: - Yok Elif Abla söylerler mi? O zaman onların istemediği şeyler söylersin sen, duymaktan hoşlanmadıkları şeyler, ben beğendiremedim bunlara bu hayatı, hep gözleri başka yerlerde oldu. Bir türlü kabullenmediler, hep utandılar benden, yaptığım işten. Hep küçümsediler beni. İşte yüzü!.. Kızına döndü. Göz bebeklerindeki umutsuzluk sesine yansıyordu: - Değil mi kızım? Hiçbir zaman beğenmediniz beni de yaşadığınız hayatı da, ama bu kadar yavrum, benim elimden gelen bu kadar! Ben canımı dişime taktım, gece yarıları sokaklarda kaldım, aç kaldım, yapayalnız kaldım, sadece sizin için katlandım her şeye. Sizi adam edebilmek için. İyi kötü bir düzen kurdum. Durmadan çalıştım, herkesin ağız kokusunu çektim, erkeklerin yapacağı işleri tek başıma yaptım. Ama olmadı. İşte karşılığını aldım. Kardeşin davranışıyla, sen sözlerinle verdiniz karşılığını, ne diyeyim!.. Gül başını kaldırdı: - Bana ne söyleniyorsun, ben ne yaptım şimdi? Neriman gözlerini kapatıp kafasını iki yana salladı: - Kimse bir şey yapmadı kızım, hep ben kendim yaptım, kimse sorumlu değil bu hayattan, benim suçum, öldürün beni, asın beni! Zaten öldüm bittim ben!.. Bu sırada Albay Tahir Bey girdi içeriye. Nefes nefeseydi. Elif'e baktı: - Bir haber yok ama Selim denen o çocuk bugün bir arkadaşının arabasını alarak kaybolmuş ortadan. Arabayı bir saatliğine alıyorum deyip bu saate kadar getirmemiş. Araba sahibi de karakolda!.. > DEVAMI YARIN