Saadet hastaneden çıkalı on beş gün olmuştu. Her şey son derece normal gidiyordu. Henüz işe başlamamıştı. İlk defa bugün gidecekti kahvehaneye. Sabah her zaman olduğu gibi erkenden kalkmış, bebeğinin karnını doyurmuş, temizliğini yapmış, sonra Hafize Anayla kendisinin kahvaltısını hazırlamıştı. Bugün hem kızının nüfusa kaydettirecek, hem de işe başlayacaktı. Onun işte olduğu saatlerde Hafize Ana ilgilenecekti bebekle. Zaten son derece problemsiz uslu bir bebekti Saadet'in kızı. O gece sabaha kadar düşünmüştü. Kızına Gülay ismini verecekti. Nüfusunu da kendi üzerine çıkartacaktı. Yaşlı kadının uyanmasını bekledi. Hafize Ana uykulu gözlerle oturma odasının kapısında göründüğü zaman çay çoktan demlenmişti. - Hayırlı sabahlar anacığım. Kahvaltı hazır. Çayı da demledim. Ben iki saat sonra gelip kızımın karnını doyuracağım. Bir şey olursa haber verirsin, kahvehanenin telefonu konsolun üzerinde. Hafize Ana başını salladı: - Sen merak etme kızım, ben hallederim. Zaten kuzu gibi çocuk, ne derdi olacak ki... Saadet minnetle sarıldı yaşlı kadına ve ceketini giyip fırladı evden. Önce kaymakamlığa gidip nüfus işini halletti. Artık bebeğinin bir kimliği vardı. Oradan kahvehaneye gitti. Patronu Salih Bey gülümseyerek karşıladı genç kadını. Bebek doğduktan sonra eşiyle birlikte Hafize Ananın evine gelip yarım altın takmıştı bebeğe. Gülümsedi Saadet: - Artık işe başlayabilirim patron. Kızım emin ellerde... Başını salladı Salih: - Sevindim Saadet, sen yokken burası zorlanıyor kızım. Saadet teşekkür etti sevinçle. Hemen önlüğünü taktı. Salih hâlâ yanı başında duruyordu. - Bir şey konuşacağım seninle, düşündüm de, artık baktığın boğaz fazlalaştı kızım, bir bebeğin var. Maaşına bir miktar zam yapmaya karar verdim. Karınca kararınca bir şey... Al bakalım, bu da doğum ikramiyen, bir maaş tutarında. Bundan sonra maaşın bu kadar. Saadet şaşırmıştı. Elleri titreyerek aldı zarfı. İçindeki parayı saydığı zaman inanamadı. Neredeyse daha önce aldığının iki katıydı adamın uzattığı paranın miktarı. Şaşkın ve minnet dolu bakışlarla teşekkür etti: - Çok teşekkür ederim efendim. O kadar şaşırdım ki, Allah razı olsun senden. Gülümsedi adam... Birkaç gün önce tanımadığı bir adam gelmiş, kendini avukat olarak tanıtmıştı. Meseleyi bütün açıklığıyla anlatmıştı Salih'e. Bu sırrı saklamasını istemiş, yapılacak artış miktarının her ay kendi hesabına bankaya yatırılacağını söylemişti. Karşılığında istediği tek şey ağzını sıkı tutmasıydı. Salih zaten çok sevdiği Saadet'e yapılan bu iyilik karşısında elbette ki ona zarar gelmemesi için her şeyi yapacağını söylemiş ve avukata sözü vermişti. Saadet sevinç içindeydi. Çekinerek sordu: - Patron, fazla olacak ama bir isteğim daha var senden. Kızımın mama saatlerinde bir saat ayrılabilir miyim kahvehaneden? Onu doyurup hemen döneceğim. Salih başını salladı: - Tabii kızım, hiç merak etme sen. Zaten bir işçi daha alacağım yakında. O zaman daha rahat olacaksın. Ama senden asla vazgeçmem bunu da bil! Saadet memnun gülümsedi ve mırıldandı: -Allah razı olsun senden... > DEVAMI YARIN