Elmas hıçkırıklar içinde kalmıştı!

A -
A +

Şefika Hanım şaşkın bir şekilde baktı kocasına. Telaşlanmıştı: - Ya kız? Kız ne olacak? Ne halde olduğu belli yavrucağımın, hayırsız bir koca, onu aşağılayan, sevmeyen bir kaynana, ben gül gibi kızımı hayatını zehir etsin diye vermedim bu insanlara, onu bırakıp bir yere gitmem. Bu haldeyken kucağında çocuğuyla bırakıp bir yere kımıldamam. Tevfik yüzünü buruşturdu: - Onun yeri artık kocasının yanı... Bizim karışmaya hakkımız yok.. Şefika Hanım yıllardır kocasına sesini yükseltmemişti. Ama artık canına tak etmişti: - Hayır Tevfik Efendi... Kızımı bu cehennemde bırakmam. Bir şartla gelirim. Kızımı da çekip alacağım. Tevfik dişlerinin arasından anlaşılmaz bir şeyler mırıldandı. Cevap vermeden salondan çıktı. Şefika Hanım günlerdir ağlıyordu. Hele Haydar'ın annesinin mücevherlerini çalıp yok olmasından sonra geceleri uyuyamaz olmuş, kızının içine düştüğü yangını içinde hissetmişti. Gayri ihtiyari telefona yürüdü. Kızıyla sadece telefonla görüşebiliyordu. Tevfik karısının asla Elmas'ın evine gitmesine izin vermiyordu çünkü. Kızının gönülsüz evliliğinin annesinin desteğini alarak sona ermesinden ürküyordu. Numarayı çevirip beklemeye başladı. Telefonu açan Zaliha Hanımdı. - Merhaba Zaliha Hanım, ben Şefika, nasılsınız, Haydar oğlumdan haber var mı? Zaliha Hanımın sert sesi çınladı: - Ne haberi? Hiçbir haber falan yok. Şefika Hanım bu ters tepkiye aldırış etmedi: - Elmas'la konuşabilir miyim? Zaliha Hanım hiç cevap vermedi. Bir sessizlik oldu telefonun öteki ucunda. Birkaç saniye sonra Elmas'ın sesi duyuldu: - Anneciğim, canım anneciğim... - Elmas'ım... Nasılsın yavrum? Elmas ağlamaya başlamıştı. Şefika Hanım kararlı bir şekilde devam etti: - Güzel kızım, sabret... Az kaldı güzel kızım... Elmas hıçkırıklar içinde bir şeyler söyledi. Bu sırada Tevfik odaya girmiş ve karısının kiminle konuştuğunu anlayarak müdahale etmişti: - Kapat şu telefonu çabuk, rahat bırak şu kızı, senden yüz buluyor, yüzsüzleşiyor!.. Şefika Hanım hayatında ilk defa bu kadar dikleniyordu kocasına. Telefona döndü: - Bekle kızım, geleceğim. Telefonu kapattıktan sonra: - Benim ölümü götürürsün buradan Tevfik Efendi kızımı almadan, anladın mı?!. Tevfik karısının kararlı olduğunu görünce şaşırmıştı. Elini kaldırdı vurmak için. Şefika Hanım hiç kaçmadı: - Hem benim hem de kızımın hayatını zehir ettin!... Bir tokat daha atmışsın ne kadar acıtır ki canımızı? > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.