Endişe ile çöktü olduğu yere!.. -17-
Ferit bey minnetle baktı arkadaşına: - İyi olur Kemal, uğrayıp alalım Saliha'yı. İki aile çok iyi görüşürlerdi. En az ayda bir defa birisinin evinde toplanır, karşılıklı sohbet ederlerdi. Kemal bey cep telefonundan evini aradı: - Saliha, Ferit'le seni almaya geliyoruz, hemen hazırlan. Soru sorma, gelince anlatırım. Hemen kapattı telefonunu. Ferit Yılmaz arabaya binmişti bile. Hiç konuşmuyordu. Yol boyunca da konuşmadı. Kemal beylerin evine geldikleri zaman saat dört buçuk olmuştu. Saliha hanım dehşet içinde dinledi kocasının söylediklerini. Yan gözle Ferit beye bakıyor, gözlerindeki ıstırabı bütün açıklığıyla görüyordu. Kocası anlattıkça: - Aman Allah'ım, aman Allah'ım! diye mırıldanıyordu. Eve geldikleri zaman hava kararmak üzereydi. Ferit Yılmaz bir süre arabadan inemedi. Gözpınarlarında biriken yaşları durmadan parmaklarının ucuyla siliyor, dudaklarının titremesini durduramıyordu. Saliha hanım onun omzuna elini koydu: - Biraz gayret Ferit. Güçlü olmalısın, bu evin direği sensin unutma, sen kendini kapıp koyuverirsen Nevin ne yapsın? Ona sen teselli vereceksin, ister yalan ister doğru, sen onu rahatlatacaksın. Biliyorum, çok çok zor, ama babalık, aile reisliği bu işte. Haydi kardeşim... Usulca indi arabadan doktor. Şu anda birisi çıkıp da "dile benden ne dilersen?" dese, "kaçıp gitmek isterim" derdi. Kapıyı kendi anahtarıyla açtı. İçeriden televizyonun sesi geliyordu. Başını uzattı salona. Nevin hanım, kucağında bir meyve tabağı ile televizyonun karşısında oturuyordu. Kocasını görünce fırladı yerinden: - Ferit, sana telefon ettim iki kez, Aslı çıktığını söyledi, ateşi düştü Serdar'ın. Odasında, yatağında yatıyor ama gayet iyi çok şükür. Kitap okuyor. Nevin hanım sözlerini bitirmişti ki kocasının arkasında duran misafirleri gördü: - Aaaa, Saliha... Kemal!.. Siz de nereden çıktınız böyle, hay Allah, hoş geldiniz ayol! Ferit, insan bir telefon etmez mi? Bir şeyler hazırlardım, neyse ki yabancı değilsiniz. Kemal bey atıldı: - Telaş etme Nevin. Biz öylesine geldik. - Olur mu hiç? Çok iyi ettiniz, özlemiştim sizi. İki kadın sarılıp öpüştüler. Nevin hanım hepsinde bir tuhaflık olduğunu herkes salona girince fark etti. Merakla baktı yüzlerine: - Neyiniz var sizin? Bir şey mi oldu? Hiç biri ilk önce cevap veremediler, herkes birbirinin yüzüne bakıyordu. Sonunda Saliha hanım atıldı: - Otur Nevin... Bir şeyler konuşacağız seninle... Kadın endişe ile olduğu yere çöktü. Kocasına bakıyor, ne olup bittiğini anlamaya çalışıyordu. Ferit bey yutkundu önce. Çaresiz bir şekilde gözlerini karısına çevirdi: - Serdar'ın tahlil sonuçlarını aldık Nevin... DEVAMI YARIN