"Esra kızım, götür beni buradan!.." -50-

A -
A +

On beş, yirmi dakika önce bir iğne daha yapılmıştı acılı anneye. Onun biraz daha etki etmesini bekliyorlardı. Artık burada yapılacak bir şey kalmamıştı. Evlerine gitmeleri gerekiyordu. Neden sonra başını kaldırdı Esra'nın göğsünden Nevin hanım: - Götür beni kızım buradan, götür Esra'm... diye fısıldadı. Esra başını salladı bir yandan onun terden ıslanmış saçlarını okşarken. Kemal bey ve Feridun bey hemen hareketlendiler. Feridun bey atıldı: - Ben Ferit beylerin arabasını alayım, bizim arabayı Tülin kullanır. Doktor Kemal bey başını salladı: - Tamam üstadım, öyle yapalım, Ferit'in de, Meral'in de araba falan kullanacak halleri yok... *** Eve geldikleri zaman Kemal bey Nevin hanımı bir kere daha muayene etti. Onca sakinleştiriciye rağmen hâlâ gözleri açıktı ve ağlıyordu. Dudaklarını bükerek karısına döndü: - Direniyor, uyumamak için direniyor. Bilinç altı direniyor, halbuki bir uyusa... Ferit bey uykuda gezer gibiydi. Ağlamaktan göz pınarlarının kuruduğunu düşünüyordu. Karısının haline de üzülüyor, bir şeyler yapmak istiyordu. Ama yaşadığı acı öylesine büyük ve öylesine can yakıcıydı ki kendini toplayamıyor, kontrol edemiyordu. Tülin hanım bu hengamenin içinde hiç sesi çıkmayan Meral'in yanına yaklaştı. Bir köşeye çekilmiş, sessizce oturuyordu. Hastahaneye gittikleri zaman genç kıza da bir sakinleştirici yapılmıştı. Onun zayıf bünyesi ilacın hemen etkisine girmiş, rüyada dolaşıyormuş gibi bir hale sokmuştu. Tülin hanım yanına oturdu genç kızın, elini tuttu: - Yavrum, sen nasılsın? Meral başını kaldırdı usulca, ip gibi süzülüyordu gözyaşları yanaklarına. Hiç durmamıştı. - Nasıl olabilirim Tülin hanım... Bir bomba düştü evimizin içine. Nasıl çıkacağız bu enkazdan? Tülin hanım verecek cevap bulamamıştı. Büfenin üzerinde Serdar'ın resmi gülümseyerek bakıyordu onlara... *** Cenaze töreni son derece kalabalıktı. Ferit beyin meslektaşları, ailenin ahbapları, Serdar'ın arkadaşları büyük bir topluluk oluşturmuş, ahali caminin dışına taşmıştı. Arkadaşlarının omuzlarında gitti Serdar'ın tabutu... Meral yanında kendisine destek olmaya çalışan Arzu'nun koluna girmiş, başında örtüsü, gözlerinde siyah güneş gözlükleri ile şaşkın ve bilinçsizce nereye sürüklenirse oraya doğru gidiyordu. Nevin hanımı getirmemişlerdi cenaze törenine. Zavallı kadın bitkindi. Kemal beyin hanımı ve Tülin hanım yanında kalmışlardı acılı annenin. Yalnız bırakmıyorlardı. O günden beri kendini toplayamıyor, sağlıklı hiçbir davranışta bulunamıyordu. Meral mezarlıkta cenaze defnedilirken gördü Tarık'ı. Genç adam kalabalığın ardında tek başına duruyor, sürekli gözleri Meral'i takip ediyordu. Onun yanına doğru yürüdü... Yanına geldiği zaman onu teselli ediyordu: - Çok üzgünüm Meral, başın sağolsun. DEVAMI VAR

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.