Nejat otogara inince biraz tedirgin bir şekilde etrafına bakındı. Hayatında bu kadar kalabalık bir mekânda hiç bulunmamıştı. Her kafadan bir ses çıkıyor, otobüs çığırtkanlarının müşteri çekmek için avaz avaz bağırmaları, neredeyse insanları kollarından tutup çekmeleri, seyyar satıcıların sesleri, yolcuların telaşlı koşuşturmaları ortalığı ürkütücü bir hareketliliğe gark ediyordu. Genç adam sırt çantasını sıkı sıkı tutarak çıkış kapısına doğru ilerledi. Tam o sırada duydu Bahar'ın sesini: - Nejat, Nejat! Arkasına döndü. Genç kız telaşlı bir şekilde kendisine doğru koşuyordu. El ele tutuştular. - Özlemişim seni. Canım benim, solgun görünüyorsun... O sabahki telefonda Bahar olanı biteni bir çırpıda anlatmıştı genç adama. Hem ağlamış hem de konuşmuştu. Nejat o anda karar vermişti İstanbul'a gitmeye. - Bekle beni, yarın sabah oradayım canım, sakın ağlama artık. Bir şekilde halledeceğiz, diyerek kapatmıştı telefonu. Patronuyla görüşüp bir haftalık izin koparmayı başarabilmişti. Birikmiş bütün parasını bankadan çekti. Biletini aldı ve o gece yola çıktı. Şimdi ise kavuşmuşlardı. Yavaş yavaş yürümeye başladılar: - Ne yani şimdi sen evde değil misin? - Hayır canım, Özlem'de kalıyorum. Eve gitmek istemiyorum. Nejat gözlerini kısarak baktı etrafına: - Ben konuşacağım ailenle. Belki beni görüp tanıyınca fikirleri değişir. Bahar dudak bükerek başını iki yana salladı: - Sanmıyorum, hiç sanmıyorum. Genç adam ısrar etti: - Olsun, yine de denemek zorundayız. Onlara haber vermemiz lazım. Bana babanın telefon numarasını ver bir tanem. Telefon edip bu akşam kendileriyle görüşmek istediğimi söyleyeyim. Mutlaka beni dinleyeceklerdir. Çaresiz kabullendi Bahar bu teklifi. Cevdet beyin telefon numarasını yazıp verdi genç adama. Nejat kağıdı cebine koyduktan sonra gülümsedi: - Şimdi bana kalacak bir yer ayarlayalım. Sonra da gidip bir yerde kahvaltı edelim. Bahar neşelenmişti. Nejat'ın yanında kendisini güvende hissediyordu. Genç adama baktıkça içi titriyordu. İyice sokuldu delikanlıya. Nejat muzip bir tavırla devam etti: - Bir yer bulalım ama beş yıldız falan değil ha, mütevazı bir yer olsun. Bahar bir kahkaha attı. Kısıtlı imkânlarına bile gülümseyerek bakabilmeleri harika bir şeydi... > DEVAMI YARIN