"Evi hemen satışa çıkaralım oğlum!"

A -
A +

Yalçın sabah erkenden damlamıştı Şevket Beylerin evine. Heyecanla bir an önce evin satışa çıkarılmasını istiyordu. Şefika Hanım kahvaltı hazırladı oğluna: - İki lokma bir şey ye oğlum, kahvaltı ettin mi bilmiyorum ama... - Yok anne etmedim ama canım istemiyor, bir bardak çayını içeyim... Şevket Bey elinde evin tapusu ile geldi yanlarına: - Satışa çıkaralım oğlum, dua edelim de bir an önce bir müşteri bulunsun... Yalçın atıldı: - Merak etme baba, birkaç kişi var isteyen. Hemen bugün irtibata geçeceğim onlarla... Şevket Bey acı bir tebessümle karısına döndü: - Eh, biz de toplanalım Şefika yavaş yavaş, başımızı sokacak bir yer bulmamız lazım... Yalçın dudaklarını ısırdı, bir şeyler söylemesi gerektiğine inandığı için düşünmeden atıldı: - Babacığım, bizlerde kalırsınız bir yer bulana kadar. Annem bizde kalır, sen Yadigar ablamda kalırsın, Payidar da ağabeyimde kalır... Şefika Hanım çay getirmişti. Gözlerini açarak baktı oğluna: - Yok oğlum, ben bu saatten sonra babandan ayrılmam, nerede kalacaksak birlikte kalırız. Yetmiş yaşında adamı tek başına bırakmam ben. Bulun tek göz bir oda bize, girelim oturalım kimseye yük olmadan, alın kız kardeşinizi de yanınıza... Biz idare ederiz bir göz odada... Yalçın telaşlanmıştı. Ters bir şeyler düşünüp onların evi satma fikrinden vazgeçmelerinden korkuyordu: - Olur mu anne, sizi ayırır mıyız hiç?.. Bir yer bulana kadar dedim ben... Geçici bir süre yani.. Şefika Hanım başını iki yana salladı: - Bir saniye bile bırakmam babanı yalnız. Tek şartım bu! Yalçın ortalığı sakinleştirmek adına gülümseyerek başını salladı: - Tamam Şefika Sultan, sevgili eşinden ayrılmayacaksın... İstediğin gibi olur her şey... Çayını aceleyle içerek ayağa kalktı: - Ben gideyim baba, birkaç kişi var demiştim, onlarla görüşeyim. Eğer müsait olurlarsa getirip gösteririm evi... Şansımız yaver giderse bugün bile bitebilir bu iş... Ceketini giyip hızla çıktı evden. Telaşından ikişer ikişer indi merdivenleri. Şefika Hanım kapıyı kapattıktan sonra çaresiz gözlerle baktı kocasına: - Bu kadar çabuk mu Şevket Bey? Hemen mi satılacak? Şevket Bey ellerini kaldırdı iki yana: - Başka çare yok Şefika, yoksa çocuk hapse girecek... O hapse girerse bu evde biz gönül rahatlığıyla oturabilecek miyiz? Bunu hazmedebilecek miyiz? Yaşlı kadın içini çekti ve mırıldandı: - Ben senden ayrı yerde kalmam ama Şevket Bey! Adam yerinden kalktı, güçlükle yürüyordu, karısının sırtını sıvazladı: - Merak etme sen Şefika, bizi bir tek ölüm ayırır, başka hiçbir şey ayıramaz... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.