"Evlilik nasıl gidiyor Uğur?"

A -
A +

Uğur, bilardo salonundan dışarı çıkar çıkmaz derin bir nefes aldı. Sabah kahvaltıdan sonra buraya gelmiş, bütün günü bilardo oynayarak geçirmişti. İçindeki sıkıntıyı biraz olsun hafifletmek istiyor ama bir türlü başaramıyordu. Aklı İstanbul'daydı. İstanbul'daki bayan arkadaşıyla, arkadaşlarıyla eğlenmeye gittiği bir gece tanışmıştı. Kısa zamanda tutulmuş, kendini ondan kurtaramaz olmuştu. Anne ve babasının bu ilişkiyi öğrenmesinden sonra bunalımlı günler başlamıştı. Ne annesi ne de babası bu beraberliği asla tasvip etmiyorlardı. Ama o söylenen hiçbir şeyi, yapılan hiçbir ikazı dinlemiyor, bütün zamanını bu bayanın yanında geçiriyordu. Sonunda Emin Bey kendisini bir kuruş bile para vermemekle tehdit ettiği zaman şaşırmış, âdeta bir kaosa sürüklenmişti. Eğer cebinde parası olmazsa bayan arkadaşının hiçbir isteğini yerine getiremeyeceğini, ardından da bu ilişkinin sona ereceğini biliyordu. Sonunda onların dayatmalarına yenik düşmüş ve Neriman'la evlenmeyi kabul etmişti. Neriman'ı gördüğü zaman hiçbir şey hissetmemişti. Onun aklı İstanbul'daydı. Hatta karısı olan genç kıza acımıştı bile. Ona karşı yakınlık duymuyor, karısı olarak bile görmüyordu... Sıkıntıyla etrafına baktı. Karşıdan gelen uzun boylu esmer delikanlıyı görünce hafif bir tebessüm belirdi dudaklarında: - Erol! İyi ki sana rastladım. Ben de aylak aylak bakınıyordum. Erol yaklaşıp arkadaşına sarıldı: - Nasılsın Uğur? Evlilik nasıl gidiyor? - Bırak abi ya! Evlilik kim ben kim, girdik bir çıkmazın içine!.. Erol gözlerini kıstı: - Ne yani memnun değil misin oğlum? - Ne memnuniyeti abi! Kim istedi ki evlenmeyi? Babamın işi işte... Ben kim evlilik kim? Erol koluna girdi Uğur'un: - Gel seni bir yere götüreyim. Dertleşiriz biraz. İki arkadaş sahildeki meyhanelerden birine girdiler. Erol garsonu çağırıp masayı gösterdi: - Donat bakalım aslanım şurayı!.. Garson uzaklaştıktan sonra ellerini kenetleyip masanın üzerine koydu, öne doğru eğildi: - Anlat bakalım şimdi, nedir bu iş! Uğur nihayet içindekileri dökebilecek birini bulduğu için memnundu. - Biliyorsun, Mualla ile ben birlikteyiz. Ama babam bu işe karşı! Erol kısa bir kahkaha attı: - Tabii ki karşı olur oğlum, Mualla evlenilecek birisi değil. Onun hayatı ile seninkilerin hayatı birbirine uyar mı?.. Uğur sinirli bir şekilde başını iki yana salladı: - Ben evleneceğim abi, anam babam değil... Her neyse, peder beni, evlatlıktan reddetmekle tehdit etti. Ben de çaresiz kaldım, yapacak bir şey bulamadım. "Evet" demek zorunda kaldım bu baskıya. Yaptığım evlilik böyle bir evlilik... Erol dikkatle dinliyordu arkadaşını. Tam bu sırada içkileri gelmişti sofraya... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.