"Faruk benim tek evladım"

A -
A +

Haşmet Bayraktar'ın Sarıyer sırtlarındaki saray yavrusu villasında yoğun bir koşuşturma vardı. Haşmet Bey özel şirketlerle anlaşmış, oğlunun villada kıyılacak nikahı için her şeyin dört dörtlük olmasına özen göstererek kesenin ağzını sonuna kadar açmıştı. Büyük salonda kıyılacak nikahtan sonra davetlilere yemek verilecekti. Servisi hazırlamak için tutulan özel şirketin elemanları siyah pantolonlarının üzerine beyaz ceket giymişler, siyah papyon takmışlar, hazırlıkların tamamlanması için faaliyet halindeydiler. Yaklaşık yetmiş kişilik bir sofra hazırlanmıştı. Özellikle Zekiye Hanım sadece çok yakın dostların davet edilmesi konusunda ısrar etmişti. Bu yüzden davetliler de titizlikle seçilmiş, Demircan ailesiyle bu konuda anlaşılmıştı. Zekiye Hanım sırf bu nikah için servet sayılacak bir para ödeyerek yeni bir elbise diktirmişti. Faruk ve Betül'ün oturacakları ev özenle döşenmişti. Genç çiftin yeni evleri Nafiz Beyin evlilik hediyesiydi ve Etiler-Ulus semtindeydi. Oldukça lüks olan bu dairenin döşenmesi için bir dekoratör tutulmuş, hiçbir masraftan kaçılmamıştı. Betül'ün gelinliği İstanbul'un en ünlü moda evine ısmarlanmış, kumaşı ve tülü Fransa'dan getirtilmişti. Sabah başlayan koşuşturma nikah saatine kadar devam edeceğe benziyordu. Zekiye Hanım odasındaydı. Yeni elbisesini giymiş, eve gelen kuaför tarafından saçlarının son rötuşları yapılmaktaydı. Haşmet Bey smokinin içinde olduğundan daha iri görünüyordu. Karısının yanına yaklaştı: - Faruk daha gelmedi mi? Zekiye Hanım gözlerini aynadan ayırmadan cevap verdi: - Telefon etti, biraz sonra burada olurlar. Uğrayıp Betül'ü alacak. Nafiz Beyler de kendileri geliyormuş. Yola çıkmışlar. Hayırlısıyla şu iş bitse rahat bir nefes alacağım. Haşmet Bey keyifle gülümsedi: - Güzel şeyler bunlar hanım, bu da bitecek inşallah... Gözlerini pencereden görünen villanın arka kısmındaki koruluğa çevirdi: - Hep bunu hayal etmiştim. Faruk benim tek evladım. Bunca servetimin tek sahibi. Allah'tan yüzümüzü kara çıkartacak bir şey yapmadı. Gençlikte herkes hatalar yapar. Betül ailemize yakışır bir gelin. Zekiye Hanım saçlarının tamamlandığını söyleyen kuaföre teşekkür ederek kalktı. Bir kez daha aynaya dikkatle bakıp kocasına döndü: - Beğendin mi saçlarımı, güzel olmuş mu? Haşmet Bey keyifle gülümsedi: - Sen her şekilde güzelsin karıcığım... Çok beğendim. Bu sırada Kevser kapıyı hafifçe tıklatarak başını uzattı: - Nafiz Bey ve Fehamet Hanım geldiler efendim. Zekiye Hanım telaşlandı: - Haydi Haşmet, çok sallandık, birazdan konuklar da gelmeye başlar.... Kocasının cevabını dinlemeden kapıya doğru yürüdü hızlı adımlarla. Dünürleri salonda bekliyorlardı. Her ikisinin de son derece keyifli oldukları her hallerinden belliydi. Sarılıp öpüşme faslından sonra yapılan hazırlıklar hakkında bilgi verdi Zekiye Hanım. Gerçekten de daha ayrıntıları anlatamadan ilk konuklar gelmişti. Her iki aile de gelenleri karşılamak üzere villanın kapısına çıktılar. > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.