Handan nüfus kağıdını uzattı gülümseyerek Faruk'a: - İşte burada. Bugün mü gideceksin? - Evet, öyle düşünüyorum. Aslında birlikte gitseydik çok daha iyi olurdu. Handan saatine baktı: - Bir dakika! Diyerek odasından dışarı çıktı. Beş dakika sonra gülerek geldi: - Evet, birlikte gidelim. İzin aldım. Bugün öğleden sonra izinliyim. Faruk sevinmişti. - O zaman gider karnımızı da doyururuz. Biraz da alışveriş yaparız. Birlikte çıktılar. Belediye binası kalabalıktı. Gerekli evrakları tamamlamaları yarım saatlerini aldı. Nikah günü bir hafta sonraya alınmıştı. Belediyeden çıktıktan sonra gidip bir yerde yemek yediler. Faruk heyecanlı görünüyordu: - Evi boşatılırız hafta sonunda. Gelecek eşyaları falan ayırırız. İstersen evin boş dursun, istersen kiraya ver. Nasıl istersen! Handan omuzlarını kaldırdı ağzındaki lokmayı yutarken: - Bilmiyorum daha karar vermedim. Faruk öne doğru eğildi: - Çalışmaya devam edecek misin Handan? Çok şükür maddi bir sıkıntımız yok. Handan gözlerini kısarak baktı karşısındaki adama: - Çalışmamı istemiyor musun? Faruk heyecanla elini kaldırdı: - Öyle bir şey demedim, bunun kararını sen kendin ver!.. Handan başını eğdi: - Sanıyorum çalışmam. Kızlarla ilgilenmek daha sevimli geliyor bana. Faruk istediği cevabı almıştı. Her ne kadar müdahale etmek istemese de Handan'ın çalışmasına sıcak bakmıyordu. Yemekten sonra biraz alışveriş yaptılar. Tam ayrılmak üzerelerken Faruk gözlerinin içine baktı Handan'ın: - Bu akşam bize yemeğe gelsene? Bence bunun tam zamanı... Genç kadın dudaklarını ısırdı: - Evet, gelsem iyi olur sanıyorum. - O zaman senin evine gidelim ve hazırlan, birlikte gideriz. Arabaya bindiler. Handan heyecanlanmıştı. Faruk beklerken kıyafetini değiştirdi. Siyah bir etek ve çok şık koyu kırmızı bir bluz giymişti. Faruk ona hayranlıkla baktı. Birlikte yeniden arabaya bindiler. Eve kadar çok az konuştular. İkisi de tedirgindi... > DEVAMI YARIN