Faruk'la bir sene önce tanışmıştı...

A -
A +

Nihal yirmi üç yaşındaydı... Babası o çok küçükken ölmüş, annesiyle birlikte yaşamıştı. Üç sene önce bir gece annesi de sessiz sedasız bu dünyadan göç edivermişti. Kimsesiz, yalnız başına kalınca oldukça uzun süren bir bocalama devresi yaşamıştı Nihal. Ortaokuldan sonra okula gitmediği için iş bulmakta da zorluk çekmişti. Sonunda bir kuaför dükkanında iş bulmuş, hayatını oradan kazandığı parayla tek başına sürdürmeye başlamıştı. Oturduğu ev kiraydı. Allah'tan iyi kalpli ev sahibi onu annesinin ölümünden sonra da evden çıkartmamış, orada yaşamaya devam etmesini sağlamıştı... Bir sene önce Faruk'la tanışmıştı. Genç adam o günden sonra peşinden ayrılmamış, uzun ısrarları sonucunda Nihal'den olumlu bir cevap alabilmişti. Genç kız bir arayış içindeyken kendisine sevgi ile yaklaşan, hayal bile edemeyeceği sözlerle bir istikbal vadeden bu yakışıklı gence gönlünü kaptırıvermişti. Nasıl olduğunu anlamamıştı bile. Bu ilişkinin olumsuzluğu zaman zaman kendini fark ettirse bile yüreğindeki sevgi çıkmaz noktaları görmesini engelliyor, çaresizlik onun bu olumsuzluklardan kaçmasına sebep oluyordu. Faruk'un annesi bu ilişkiyi öğrendiği zaman büyük tepki göstermişti. Böylesine köklü ve zengin bir aileden gelen Bayraktarlar asla kimsesiz, güzelliğinden başka hiçbir özelliği olmayan bir kuaför yamağını gelin olarak kabul edemezdi. Faruk ne kadar saklasa da onun ailesinin bu olumsuz düşüncelere sahip olduğunu anlıyordu Nihal. Umutsuzluğa kapıldığı zamanlarda bu beraberliği bitirmek istemiş ama Faruk asla buna izin vermeyeceğini söyleyerek susturmuştu genç kadını. İlişkileri her geçen gün daha da yoğunlaşıyordu... Aysel Nihal'in ilkokuldan beri arkadaşıydı. Onun yaşadıklarını en ince ayrıntısına kadar bilen tek kişiydi. Nihal karakteri icabı çok fazla konuşan bir insan olmadığı için kimseyle dertlerini paylaşmazdı. Konuşabildiği tek insandı Aysel. Şimdi iki arkadaş bu izin gününde Nihal'in evinde oturmuş bu ilişkinin geleceğini konuşuyorlardı. Aysel bardağındaki son yudumu da içip elinin tersiyle ağzını sildi: - Haklı değil miyim? Biraz aklını başına topla Nihal! Nereye kadar gidecek bu iş? Mahallelinin ağzı torba değil biliyorsun. Annem bir sürü laf duymuş senin hakkında. Yalnız başına yaşayan genç bir insansın. Nihal hüzün dolu gözlerle baktı arkadaşına. İçini çekti: - Sen bu ilişkiyi hiçbir zaman tasvip etmedin zaten. Aysel dudak büktü: - Her ne kadar gönül ferman dinlemese de davul dengi dengine demişler kızım... Nihal dudakları titreyerek mırıldandı: - Ben... Ben Faruk'tan vazgeçemem Aysel. Mecburum... Şaşkınlıkla baktı Aysel arkadaşının yüzüne: - Ne demek bu? Neden mecbur olacakmışsın? Kimse kimseyi zorla alamaz, kendine bağlayamaz. Başını iki yana salladı Nihal. Gözleri dolmuştu. Hıçkırıkla bölündü sözleri. - Anlamıyorsun... - Neyi anlamıyorum? Ne söylemek istiyorsun sen? > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.