Gelinini ve torununu görmeye gelmişti...

Arzu gözlerini açıp etrafına bakındı. Kadim Efendi hâlâ sandalyede oturuyordu. Uyumuştu genç kadın. Babasına sordu: - Saat kaç baba? - On ikiye geliyor kızım. - Ömer nerede kaldı acaba? Kaç saat oldu gideli. Gelmesi lazımdı. Kadim omuzlarını kaldırdı: - Anasını babasını özlemiştir kızım, hasret gideriyordur. Genç kadın başını iki yana salladı: - Bu kadar kalmazdı. Bugün doğum yaptım, asla bırakmaz Ömer bu kadar uzun. Merak ettim şimdi. Gece yarısı olmuş neredeyse. Senin beklediğini de biliyor. Kadim Efendi ayağa kalkmıştı: - Gelir kızım, gelir, konuşuyorlardır. Yaşlı adam merak etmiyordu. Arif Sıtkı Karaman'ın iflasın eşiğinde olduğunu öğrenmişti Ömer'den. Konunun enine boyuna tartışıldığını düşünüyordu. - Sen benim için endişelenme. Ben şuracıkta kıvrılır kalırım senin yanında. Arzu yutkundu. Biraz kızmıştı Ömer'e. İkisi de sessizleştiler. Bu sırada açıldı oda kapısı. Nöbetçi hemşire başını uzattı: - Kadim Bey biraz gelebilir misiniz? Yaşlı adam şaşkın bir şekilde kalktı ayağa. Kapıya ilerledi. Hemşire Arzu'ya döndü: - Merak etmeyin, bazı imzalanması gereken şeyler var. Kadim Efendi hemşirenin arkasından koridorda ilerledi. Servis danışmanın önünde duran iki polisi görünce irkildi. Usulca mırıldandı: - Bismillahirrahmanirrahim! Hayırlar olsun Yarabbi! Bankoya yaklaştı. Polislere baktı. İnler gibi döküldü kelimeler dudaklarından: - Bir şey mi oldu? Ömer'e bir şey mi oldu? Polis yutkundu ve başını salladı: - Başınız sağ olsun bey amca... Bir trafik kazası... Kadim olduğu yere yığıldı. Hastabakıcılar koştular, kollarından tutup hemen bir odaya aldılar. Nöbetçi doktor koşup geldi, sakinleştirici bir iğne yaptı. Acı haber engel tanımaz bir şekilde duyuluyordu artık. Doktor olanı biteni anlayınca hemşireye seslendi: - Arzu Hanıma ben söylerim. Siz acil müdahale odasını hazırlayın. Bir koşuşturmadır başlamıştı. O sırada koridorun ucunda Arif Sıtkı Karaman görüldü. Bitkindi ve iki kişinin kolunda âdeta sürüklenerek yürüyordu. Gelinini ve torununu görmeye gelmişti. Bu dayanılmaz haber verilirken onların yanında olmak istemişti... DEVAMI YARIN