Genç kadın ağır bir depresyon geçiriyordu

A -
A +

Doktor dikkatle muayene etti Yadigar'ı. Genç kadın gözlerini yere dikmiş, ileri geri sallanıyordu. Sürekli mırıldanıyor ama ne söylediği anlaşılamıyordu. Sonunda kontrolü bitiren doktor yerinden kalktı ve omzuna dokundu genç kadının: - Tamam, şimdi sana bir iğne yapacağız, çok rahatlayacaksın. Bir süre bizimle kalmak ister misin? Yadigar boş bakışlarını dolaştırdı doktorun yüzünde, birkaç saniye öylece kaldıktan sonra yeniden sallanmaya ve mırıldanmaya başladı. Yüzüne karanlık çökmüştü. Doktor dışarıya çıktı. Koridorda bekleyen Saffet'e doğru ilerledi: - Hastamız kontrolümüzde kalacak. Çok ağır bir depresyon geçiriyor. Gözetim altında tutulması lazım. Bunu araştırarak tedavi etmek zorundayız. Eğer müdahale etmezsek kendisine veya çevresine zarar verebilir. Saffet pis pis sırıttı: - Delirdi mi yani? Bir bu eksikti!.. Doktor kaşlarını çattı: - Ben öyle bir şey söylemedim beyefendi, çok ağır bir sarsıntı yaşamış. Bu anlık olabilir, süreç içinde yaşananların birikimi olabilir. Saffet dudak bükerek ellerini iki yana açtı: - Benim işim kalmadı o halde, ben gideyim... Kardeşlerine haber veririm. Doktor bir şey söylemeden elindeki kağıtlara baktı: - İmzalamanız gereken şeyler var. Kayıtla ilgili prosedürü bitirip gidebilirsiniz. Yalnız bize adres ve telefonunuzu bırakın. Saffet söylenerek uzaklaştı. Gereken işlemleri yaptırdıktan sonra cep telefonunu çıkartıp Yavuz'un numarasını tuşladı, beklemeye başladı. Az sonra telefon açılmıştı: - Yavuz, ben Saffet... Hastanedeyim. Ablan hastalandı. Hastaneye yatırdılar. Yavuz şaşırmıştı. Sesinden belli oluyordu: - Ne oldu? Nesi var? Saffet gürültülü bir sesle boğazını temizledikten sonra cevap verdi: - Kafası bozulmuş, depresyon falan bir şeyler dediler. Bıçakla saldırdı bana yahu... Hayatım tehlikede. Ben haber vereyim de, gerisi size kalmış... Cevap beklemeden telefonu kapattı. Hastaneden dışarıya çıkınca temiz havayı ciğerlerine çekti. Karnı açtı. Yemek yemeye fırsat bile bulamamıştı. Arabasına binip bir meyhaneye gitti. Bütün gece küp gibi içer ve sonra da sızıp kalırdı bundan sonra... Yadigar kendinde değildi. Şüpheli gözlerle etrafına bakınıyor, yanına gelen hemşirelerden sanki hortlak görmüş gibi kaçıyordu. Korku dolu gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Hastabakıcıların yardımıyla bir odaya götürüldü. Dört duvardan ibaret odada sadece bir yatak vardı. Genç kadın usulca ilişti yatağın kenarına. Zayıf karakteri, dayanıksız ruh hali yaşadıklarına direnç gösterememiş, çektiği üzüntü neticede bu sonucu doğurmuştu. O ne olduğunu bilmeden kapatıldığı odada beklerken aşağıda hastanenin psikiyatri servisine sevki için gereken işlemler yapılıyordu... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.