Genç kadın korkuyla fırlamıştı yerinden!..

A -
A +

Yadigar kapı çalındığı zaman mutfaktaydı. Ellerini mutfak havlusuna kurulayarak sokak kapısına doğru yürüdü. Kapıda annesi ve Yalçın'ı görünce şaşkınlıkla baktı onların yüzüne. Yalçın pişkin bir tavırla annesinin valizini koydu antreye: - Sana misafir getirdim abla. Annem sizde kalacak. Babam da bizde. Ev satıldı. Boşalttık bugün. Yadigar ne olduğunu anlamaya çalışıyordu: - Aaa, bu kadar çabuk mu? Ben... şey girsene anne... Şefika Hanım güçlükle bir adım attı içeriye. Sonra Yalçın'a döndü: - Babanın ilaçlarına dikkat et oğlum, çok yemek yemesin, erken yatsın, çok yoruldu. Yalçın geçiştirmeye çalıştı: - Tamam anne, sen kafanı takma, koca adam, kendini kontrol eder... Ben gidiyorum şimdi Neslihan bekler... Annesinin yanağına alelusul bir öpücük kondurup ablasına göz kırptı: - Kusura bakma emrivaki oldu ama yapacak bir şey yok. Enişteye selamlar... Hızla merdivenlere doğru yürüdü. Yadigar kapıyı kapatıp annesine döndü: - Hoş geldin anne, girsene içeriye... Şefika Hanım çekingendi: - Kızım, habersiz geldik, sana problem olmasın? Genç kadın başını iki yana salladı: - Yok anneciğim, ne problemi olacak. İyi oldu, bana arkadaş olursun, akşama kadar tek başıma oturuyorum. Annesinin valizini alıp içeriye götürdü: - Sana bir yorgunluk kahvesi yapayım ben. Karşılıklı içelim. Birazdan yemek de hazır olur. Sessizce bir köşeye geçti yaşlı kadın. Biraz sonra kahveleri getiren kızının yüzüne acı bir ifadeyle baktı: - Bugüne kadar babanla hiç ayrılmadık biz Yadigar, çok üzülüyorum, içim eziliyor kızım... Keşke o da buraya gelebilseydi! Yadigar kekeledi: - Anne, ben... Saffet'le konuşurum... Şefika Hanım hemen anlamıştı kızının zor durumda kaldığını ve kocasının misafir istemediğini. Elini kaldırdı ve susturdu onu: - Hiç konuşup tadını bozma kızım, böyle idare edeceğiz bir süre. Elbet bir çıkar yol buluruz... Kahvelerini tam bitirmişlerdi ki kapının açıldığını duydular. Yadigar'ın telaşlı hali Şefika Hanımın gözünden kaçmadı. Genç kadın korkuyla fırlamıştı yerinden. - Yadigar, neredesin diye seslendi Saffet. Yine sarhoştu. Karı koca antrede bir şeyler fısıldaştılar. Ardından damadının gür sesini duydu Şefika Hanım: - Kardeşinin haltlarının bedelini ben ödeyeceğim ha? Oh ne âlâ iş bu böyle, bana bak hemen bir çözüm bulunsun bu işe yoksa fena olur. Alsın anasını babasını kendi yanına. Benim kimseyi besleyecek halim yok! Şefika Hanım kanının çekildiğini hissetti. Dudaklarını kanatırcasına ısırıyordu. Yadigar, allak bullak olmuş yüzüyle göründü kapıdan. Rengi bembeyazdı. Şefika Hanım hiçbir şey duymamış gibi gülümsedi kızına... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.