Hüveyda Hanım örgüsünü torbasına koyup ayakkabılarını giydi. Gidip Şefika Hanımın ağzını aramak niyetindeydi. Eğer bir ışık görürse Samim ustayla hanımını alıp bir gece gidecekti Tevfiklerin evine. Ağır adımlarla yürüdü sokakta. Ahmet kahvaltıdan sonra çıkmıştı evden... Hüveyda Hanım Tevfiklerin evine yaklaştıkça heyecanı artıyordu. Kapıyı çaldı. Biraz bekledikten sonra usulca aralandı sokak kapısı. Elmas kıpkırmızı olmuştu Hüveyda Hanımı görünce. Yaşlı kadın gülümsedi: - Annen evde mi yavrum? - Tabii ki efendim, hoş geldiniz... Kenara çekilerek misafirinin içeri girmesi için izin verdi. Elleri titriyordu heyecandan. Şefika Hanım odadan çıkıp gelen misafiri görünce telaşlandı: - Hoş geldiniz kardeş. Buyurun... - Kusura bakmayın Şefika Hanım. Böyle habersiz pat diye kalkıp geldim ama... - Olur mu hiç, çok memnun olduk. Odaya geçtiler. Elmas titriyordu durduğu yerde. Hüveyda Hanım göz ucuyla süzdü kızı. Pek güzel bir kızdı doğrusu. İçi sevinçle coşarak gülümsedi: - Allah bağışlasın, pek güzelmiş kızın Şefika Hanım. - Sağ olun, Allah razı olsun. Havadan sudan bahsettiler bir müddet... Ahmet'ini anlattı Hüveyda Hanım. Oğlunu övdü abartmadan. Hayatın zorluklarından söz etti. Çaylar demlenince Elmas'ın hemen kısacık sürede yaptığı kekle birlikte ikram başladı. Hüveyda Hanım fark ettirmeden genç kızın bütün hareketlerini kontrol ediyor, irdeliyordu. Şu ana kadar hiçbir yanlışını görmemişti. Memnundu oğlunun seçiminden. Sözü fazla uzatmaya gerek olmadığını düşünerek atıldı lafa: - Şefika Hanım, ben aslında başka bir şey için geldim. Biz kadın kadına daha iyi anlaşırız diye sizinle konuşmak istedim önce. Oğlumu anlattım size. Ahmet'im Elmas kızımı çok beğenmiş. Hayırlısı ise bir yuva kurmak ister birlikte. Bir ön bilginiz olsun istedim. Müsait olduğunuz bir gün verebilirseniz eğer, biz de ailemiz için saygın olan kişilerle birlikte bu hayırlı iş için ziyaret etmek isteriz sizi. Şefika Hanım her zamanki tutukluğuyla dudaklarını ısırdı: - Allah razı olsun kardeş. Ama babasıyla konuşmadan bir şey diyemem. Biz düşünüp taşınalım, konuşalım, size haber verelim. Hüveyda Hanım memnun bir şekilde başını salladı: - Tabii ki... Bu işlerin usulü, adabı böyledir zaten. Elmas'a kalsa o anda "evet" diye haykıracak, bohçasını alıp Hüveyda Hanımın peşine takılıp gidecekti. İçinde babası yüzünden var olan huzursuzluğu bir kenara atıp yerinden kalktı, çay bardaklarını topladı. Hüveyda Hanım muzip bir tavırla gülümsedi: - Pek de güzel, pek de hanım maşallah... Bu konuşmadan sonra fazla oturmadı kadın. Müsaade isteyip ayrıldı evden. Şefika Hanım ise düşünceliydi. Elmas bir şey sormaya korkuyordu annesine. Ama bir şeyler anlayabilirim düşüncesiyle yan gözle süzüyordu anasını. DEVAMI YARIN