Gerçeği bilen tek kişi Cahit Bey'di!

A -
A +

İlk mahkemede yine yalnızdı Necile Hanım. Duruşma salonunun en arkasında oturuyordu. Hakan olayın olduğu günden beri hiç gelmemişti. Bunu birkaç görüşmesinde Cahit Beyle konuşmuştu zavallı kadın. Kırgınlığını üstü kapalı bir şekilde belirtmiş ama kocası kendisini teselli ederek sakinleştirmeye çalışmıştı. Cahit Bey sanki hiç şaşırmamış gibi karşılamıştı oğlunun bu ilgisizliğini. - Hoş gör onu Necile, diyordu. Başka bir şekilde davranmasını beklemiyordum asla. O yapması gerekeni yapıyor. Bırak kendi hayatını istediği gibi yaşasın. Bundan sonra ona doğruları diretmeye, yanlış yaptığını söylemeye gerek yok. Faydası da olmaz zaten. Cahit Bey gerçeği bilen tek kişi olarak Hakan'ın bu davranışına anlam verebiliyordu. Suçluydu. Babasının içinde bulunduğu durumun tek müsebbibiydi. Hangi yüzle gelecekti ki!.. Sadece acı bir gülümseme ile değerlendiriyordu bütün bu davranışları. Duruşma salonuna jandarmalar arasında getirildi Cahit Bey. Yan gözle karısına baktı insanların arasından. Hafifçe gülümsedi onu görünce ve sanık mahalline geçip oturdu. Mahkeme bürokratik işlemlerle başladı. Sonra mesele savcı tarafından iddianame olarak okundu. Baronun tayin ettiği avukat savunmasını yaptı. Hakim, Cahit Beye söz verince salonda çıt çıkmıyordu. Cahit Bey polislere verdiği ifadenin arkasında olduğunu söyleyerek başladı söze: - Söyleyecek bir şey yok! Parayı aldım ve gereken yerlere verdim. Başka diyecek bir şeyim yok, cezama razıyım. Takdirinize bırakıyorum. Hakim gözlüklerinin üzerinden dikkatle süzüyordu yaşlı adamı. Cahit Beyin ifadesi bitince aynı sessizlik devam etti. Neden sonra hakim arkasına yaslandı: - Uzatmaya gerek yok. Mesele ortada. Bürokratik hiçbir eksik de yok, kararı açıklıyorum. Necile Hanım nefesini tuttu. Gözlerini kapattı. Hakimin söze başladığı andan itibaren söylediklerini anlamaya çalışıyordu. Ama duyduğu tek şey son cümlelerdi: - Suçu sabit görüldüğünden Türk Ceza Kanununun .... Maddesine göre on iki yıl, hafifletici sebepler ve kanunun .... Maddesine göre üçte bir oranında indirilerek sekiz yıl hapsine karar verilmiştir. Mahkeme bitmiştir. Temyiz yolu açıktır. Cahit Beyin omuzları düşmüştü. Başı önündeydi. Baronun avukatı yanına yaklaştı: - Alabileceğimiz en iyi sonucu aldık Cahit Bey... Bence daha fazlasını düşünmek iyimserlik olur. Yaşlı adam başını salladı: - Teşekkür ederim avukat bey. Dönüp arkasına baktı. Karısını aradı gözleri. Necile Hanım şaşkın bir şekilde bakınıyordu. Cahit Bey yanındaki jandarmaya eğildi: - Oğlum, izin verirsen eşimle bir iki kelime konuşabilir miyim? Jandarma etrafına bakındı. Sonra kafasını salladı "olur" anlamında. Cahit Bey karısına doğru yaklaştı. Kelepçeli elleriyle onun ellerini yakaladı: - Üzülme Necile'm. Sen ne olacaksın onu merak ediyorum. Ne olur bir şeyler yap! Beni düşünme. Tek düşüncem sensin. Ne olur kendine iyi bak. Emekli maaşımı alabiliyorsun. Borçlara gelince yapacak bir şey yok . Artık olan oldu. Bundan sonra ipleri bıraktım artık. Yeter ki sen kendini sağlam tut. Haydi hoşça kal... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.