"Gereken neyse hemen yapılsın!"

A -
A +

Hizmetçi kız avukat Haşim Beyin geldiğini haber verdiği zaman Betül öğlen uykusundan uyanmış, annesiyle birlikte kahve içiyordu. Şükrü Bey de az önce her zamankinden erken gelip onlara katılmıştı. Hemen hizmetçi kıza döndü: - Bekletme kızım al içeriye hemen... Sonra kızına ve karısına döndü: - Bugün dava açılacaktı... Haşim Bey alnındaki boncuk boncuk terleri beyaz mendiliyle silerek girdi salona: - Saygılar Naşide Hanım, Nasılsın Betül kızım? Cevap beklemeden Şükrü Bey'e döndü: - İyi akşamlar beyefendi, her şey tamam... Şükrü Bey memnun bir ifade ile gülümsedi: - Güzel! Ne zaman mahkeme? Haşim Bey omuzlarını kaldırdı: - Daha belli değil ama her şeyi devreye soktum, en kısa tarihte celp gelecektir. Bu arada Murat Arkan'a mahkeme celbinin ulaşması için belli bir adres gerekliydi. Evinin adresini verdim ama oradan taşınmış. İki gün önce çıkmış evden. Çocukları gönderdim Samatya'ya soruşturmak için. İki gündür gören olmamış... Şükrü Bey dişlerinin arasından konuştu sinirli bir şekilde: - Bırak onu, nereye giderse gitsin, elbet bulur ulaştırırız mahkeme celbini eline. Haşim Bey kaşlarını kaldırdı: - Ulaşması lazım yoksa iş uzar... Naşide Hanım endişeliydi: - Ne demek uzar? Boşanamaz mı yani? - Hanımefendi, eğer mahkeme daveti eline geçmezse tarih ileri atılır. Mutlaka duruşmada bulunması lazım veyahut avukatının gelmesi lazım. Kendisine mahkemenin açıldığını bile haber veremezsek hakim ileri tarihe erteler davayı. Buna karşılık yapılacak hiçbir şey olmaz. Bir kere celp imzasını alabilsek, mesele yok. Ama merak etmeyin. Bizim bu konuda uzmanlaşmış adamlarımız var. Ne yapar ne eder buluruz Murat Beyi. Şükrü Bey kaşlarını kaldırdı. Bu arada yan gözle kızını süzüyordu. Betül hiç ses çıkartmadan dinliyordu konuşulanları. - Haşim, gereken neyse hemen yapılsın. Kızım ve karım Avrupa'ya seyahate çıkmadan bu iş açıklığa kavuşursa sevinirim. Sen meseleyi hızlandırmak için gereken her şeyi yap. Masraftan kaçınma... Haşim Bey gereken emri aldığını düşünerek kapıya doğru yöneldi: - Siz hiç merak etmeyin beyefendi. Her şey tereyağından kıl çeker gibi olup bitecek. Avukat gittikten sonra Şükrü Bey kızına döndü. Zoraki bir gülümseme yerleştirmişti dudaklarına: - Bir an önce başımız rahatlasın, kızımın da yüzü güler belki o zaman. Betül eve geldiğinden beri durgundu. Eski Betül'le ilgisi yoktu genç kadının. Sanki bir sihirli el değmiş gibi durulmuş, içine kapanmıştı. Naşide Hanım da Şükrü Bey de endişeyle izliyorlardı kızlarını... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.