Sabri kapıyı açan karısına ceketini uzatıp elindeki fileyi kapının yanına koydu. Yorgun görünüyordu. Yıldız hemen kocasının terliklerini uzattı: - Solmuş yüzün Sabri. Dışarısı soğuk, üşüdün mü? - Yok Yıldız, o kadar üşümedim ama canım sıkkın. Yıldız dikkatle baktı eşine. Gerçekten de yüzünün çizgileri derinleşmişti. Hemen mutfağa koşup cezveyi çıkardı. Beş dakika sonra mis gibi köpüklü bir kahve ile girdi odaya: - Bu seni biraz dinlendirir Sabri. Anlatmak ister misin? Sabri memnun bir şekilde eliyle karısına yanına oturmasını işaret etti: - Sağ ol hanım. Bu kahveye değdi doğrusu. Bugün Sermet'i gördüm yine. Dün borcunun hiç olmazsa bir kısmını ödemesini söylemiştim. Bugün hatırlattım. Öyle ters davrandı ki. "bana karışma" falan diye diklendi. Ne yaptığı belli değil. Beni de ilgilendirmez yaptığı ettiği ama borcunu ödesin. Yıldız düşünceliydi: - Ben Kadriye'ye üzülüyorum. Zavallı kadın. Sen de sıkma canını. - Yüz karası. Herkes hemşerin diye bahsediyor. İyilik yaptık, aldığımız karşılığa bak! Yıldız sessiz kaldı bu son cümleye. Düşünceliydi. Yavaşça ayağa kalktı: - Ben Kadriye'yle konuşayım bir kere Sabri. Kapıya doğru yöneldi. - Yemeği hazırlayayım, sen açsındır şimdi. Mutfağa girdi. Salatayı hazırladı. Yemeğin altını yaktı. Tam o sırada kapının çalındığını duydu. Dışarıdan gelen seslerden kocasının kapıyı açmak için odadan çıktığını fark etti. Kulak kabarttı. Kadriye'nin sesini duydu önce. Ardından da kocasının bağırışı çınladı kulaklarında: - Ne oldu sana böyle? Yıldırım hızıyla çıktı mutfaktan. Gördüğü manzara karşısında olduğu yerde kalakaldı. Kadriye'nin berbat haldeki görünüşü şaşırtmıştı kendisini. Sabri heyecanla sordu: - Ne oldu sana gelin? - Yok bir şey Sabri Ağabey... Yıldız zeki bir kadındı. Hemen anlamıştı olanları: - Sermet mi yaptı? Kadriye önüne baktı. Alper'in elini sıkı sıkı tutmuştu. - Sizi rahatsız ettim. Ama konuşmak istiyorum. Sabri kenara çekildi. Kadriye suskun bir tavırla odaya girdi. Koltuklardan birine oturdu: - Sizinle konuşmak istiyorum. Sizden başka hiç kimsem yok burada. Allah razı olsun sizden. Bize yardımcı oldunuz. Elinizi uzattınız. Yutkundu. Aynı şekilde kısık bir sesle devam etti: - Sermet... Bir şeyler oldu ona Sabri Ağabey. Çok kötü davranıyor bana da çocuklara da... Ne yapacağımı şaşırdım. Konuşamıyorum, soramıyorum. Belki bana yardımcı olursunuz... > DEVAMI YARIN