Sibel arabayı çalıştırırken yan gözle arkadaşına baktı. Alev sarsılmıştı. Onun yaşadıklarının ne kadar yıpratıcı olduğunu tahmin edebiliyordu. Yumuşacık bir sesle: - Şimdi eve gidip ılık suyla bir banyo yaparsın. Ardından çay demleriz. Aslında bir de uyuyabilsen... Sana sakinleştirici bir şeyler de verirdim ama bebek var. Ihlamur yapalım biz de. Coşkun pek bilir böyle şeyleri. Çok efendi ve iyi bir çocuktur. Çok üzüldü senin için. Alev yutkundu: - Eksik olmasın yardımları çok oldu. Önce annemleri aramalıyım Sibel. Onlara iyi olduğumu haber vermeliyim. Sibel tiz bir sesle bağırdı: - Ay ben nasıl unuttum, tabii ya, meraktan ölmüşlerdir. Seninki mutlaka gitmiştir oraya. Gider gitmez hemen ararız. Çok geçmeden Sibel'in evinin olduğu semte gelmişlerdi. Genç kadın arabayı park etmeden önce ihtiyatlı davranarak etrafını dikkatle süzdü. Bir şekilde Turgay gelmiş olabilirdi. Buna pek cesaret edeceğini tahmin etmiyordu; ama yine de belli olmazdı. Oldum olası ikisinin yıldızı barışmamıştı hiç. Herkes gibi Sibel de bu ilişkiye sıcak bakmamış, hatta engellemek için gereken her şeyi yapmıştı. Ama bütün çabaları sonuçsuz kalmıştı. Alev eli kolu, dili basireti bağlanmış bir şekilde kör gibi yürüyüp gitmişti Turgay'ın yanına. Sibel arabayı park edip becerikli tavırlarla arkadaşının valizini aldı. Alev de inmişti. Kapıları kilitledikten sonra hızlı adımlarla apartmana yürüdüler. Az sonra Sibel'in insanı her zaman rahatlatan, aydınlık, son derece sade ama modern döşenmiş sıcacık evine girmişlerdi. Sibel arkadaşının eşyalarını koridorun dibindeki odaya götürdü: - Sen burada kal Alev'ciğim, hem yolun gürültüsünden uzak, hem de bahçeye bakıyor. Alev minnetle baktı arkadaşına. Yorgun görünüyordu. Gözleri bulut bulut olmuştu. Hüzün damlıyordu her mimiğinden. Sibel telefonun yanına gidip oturdu: - Ben arıyorum Leman Teyzeyi. Alev başını salladı. Tedirgindi. Biliyordu ki bütün yaşananların tek sebebi kendisiydi. Derin bir nefes aldı. Bu sırada Sibel numarayı tuşlamış, beklemeye başlamıştı bile. - Alo, Leman Teyze? Ben Sibel, yalnız mısın? Leman Hanımın sesi odadan bile duyuluyordu: - Ah kızım Alev'i bulamıyoruz. Ben de seni arayacaktım şimdi... Sibel gülümsedi: - Merak etme Leman Teyze, benim yanımda Alev. Gayet iyi. Biz oraya gelmeyelim; ama siz gelin isterseniz. Haydi bekliyorum. Telefonu kapatıp arkadaşına döndü. Alev ağlamaya başlamıştı bile... > DEVAMI YARIN