Gözleri dolu dolu baktı babasına...

Gecenin sonunda Arzu arabasıyla Coşkun ve Yahya Efendiyi evlerine bıraktıktan sonra yaşlı adama iyi yolculuklar dileyerek gitmişti. Eve girdiler, Coşkun kendini kanepeye attı: - Bugün yorulmuşum baba... Hiç fark etmemiştim ama şimdi çıkıyor... Yahya Efendi yanına oturdu oğlunun. Onun ellerini avuçlarının içine aldı: - Bu kızdan hoşlanıyor musun oğlum? Coşkun dudaklarını ısırdı, suçlu bir çocuk gibi başını salladı: - Evet baba, çok hem de, hoşlanmanın da ötesinde duygularım. Yahya gözlerini kapattı hafif bir tebessüm vardı dudaklarında: - Anladım oğlum, peki o ne diyor bu duygulara? Coşkun omuzlarını kaldırdı: - Bilmiyor ki... Bu konuda hiç konuşmadık kendisiyle... Dışarıda boğucu nemli bir sıcak vardı. Yağmur habercisiydi bu rutubet. Coşkun kalkıp pencereyi kapattı, perdeleri çekti. Yahya onun hareketlerini takip ediyordu. Yavaşça konuşmaya başladı: - Ben bile bu ilgiyi anladıktan sonra o mutlaka anlıyordur. Bu senin geleceğinle, hayatınla ilgili bir karar. Bu konuda seçimi mutlaka sen yapacaksın. Annen de ben de senin en iyi seçimi yapacağına inanıyoruz. Dilerim her şey gönlünce olur yavrum. Sonra muzip bir şekilde göz kırptı: - Eğer benim tecrübelerime güveniyorsan, o kızın da sana karşı bir şeyler hissettiğine her şey üzerine iddiaya girerim. Demedi deme!.. Coşkun bunun bir iddia olduğunu bilmesine rağmen mutlu olmuştu. Keyifle bir kahkaha attı: - İnşallah öyledir baba, inşallah! Biraz daha oturduktan sonra yattılar. Yahya sabah otobüse binecekti. Coşkun babasının gece yolculuğu yapmasını istememişti. Yorulduğunu düşünüyordu. Yaşlı adam sabah erkenden kalktı. Abdestini alıp namazını kıldı. Coşkun da uyanmıştı. Çay demlediler ve kahvaltı ettiler. Havadan sudan konuştular kahvaltı sırasında. Genç adam sofrayı toplarken Yahya yanına geldi ve cebinden çıkardığı bir miktar harçlığı uzattı: - Al oğlum, senin masrafın çok oldu şimdi. Yanında bulunsun. Coşkun gözleri dolu dolu baktı babasına: - Baba, koskoca adam oldum artık, buna gerek yok, benim size vermem lazım... Yahya başını eğdi: - Bir babanın evladına harçlık vermesi çok farklı bir duygu oğlum. Zevkli bir şey! Ben bunu yapmaktan zevk alıyorum. Coşkun sevgiyle sarıldı babasına, kucaklaştılar... DEVAMI YARIN