Gözleri kararıyor başı dönüyordu -3-

A -
A +

Yavaşça kalktı koltuğundan Ferit bey. Ertesi gün göreceği hastaların listesini aldı, hepsinin dosyasını çıkartarak incelemeye başladı. Hazır olursa şayet daha verimli bir şekilde sonuca gideceğinı biliyor, mesleğinde hiçbir ayrıntıyı boşlamıyordu. Başarısını da bu titizliğine borçluydu zaten. Bir saat kadar dosyalarla uğraştıktan sonra saat altıda hazırlandı. Muayenehanesini kilitleyip arabasına doğru yürüdü. Bir gün daha bitmişti işte. Günün en çok sevdiği saatleri gelmişti. Evinde, çok sıkı bağlı olduğu ailesiyle birlikte geçecek saatlerdi bunlar. Birlikte yemek yiyecek, sohbet edecek, televizyon seyredeceklerdi... *** Serdar kitaplarını koltuğunun arasına sıkıştırarak fırladı dershaneden. Kapının önünde bekleyen dört kişilik gruba yaklaştı. Heyecanla seslendi: - Gidiyor muyuz çocuklar, ben hazırım. Grubun içinden uzun boylu, bıyıklı bir genç cevap verdi: - Tamam, biz de hazırız, seni bekliyorduk. Senede bir defa bir hafta süreyle kitap fuarı açılıyordu. Serdar çocukluğundan beri okumaya son derece düşkün olduğu için bu fuarlar onu heyecanlandırıyordu. Binlerce eseri bir arada bulabileceği, son yayımlanan eserlere ulaşabileceği tek yerdi. Arkadaşlarıyla birlikte neşe içinde durağa yürüdüler. Eve telefon edip gecikeceğini haber verdiği için rahattı. Bir müddet otobüs beklediler. Bu arada derslerden, hastalardan konuşuyorlardı. Bir ara Serdar başının döndüğünü hissederek tutundu. Bu ikinci defa oluyordu bugün. Onun sarardığını gören yakın arkadaşı Kamil endişeyle baktı: - Hayrola oğlum, neyin var senin, sapsarı oldu rengin? - Biraz başım döndü Kamil, şimdi geçer, bu aralar gece geç yatıyorum, malum ders çalışıyorum sürekli. Kamil dudaklarını büzerek inceledi onun yüzünü. - Yine de bir sor babana veya hocalardan birine. Neden başın dönsün ki durup dururken. Hepimiz geç yatıyoruz, hepimiz ders çalışıyoruz. Hiç birimize bir şey olmuyor. Serdar başını çevirdi öte tarafa: - Uzatma yahu, hafif bir baş dönmesi. Babam gibisin aynı.. Bir telaş, bir telaş.. Yok bir şeyim. Gerçekten de geçmişti başının dönmesi. Böyle olduğu zamanlarda gözleri kararıyor, her şeyi çift görmeye başlıyordu. Çok geçmeden otobüsleri gözüktü. Gençliğin verdiği enerjiyle adeta zıplayarak bindiler. Kitap fuarında üç saat geçirdi Serdar. Dört tane yeni kitap almıştı. Aslında gördüğü bütün kitapları almak istiyordu ama buna ne harçlığı yeterdi ne de onların hepsini birden okuyabileceği vakti bulabilirdi. Dördüncü sınıftaydı ve artık klinik stajları da başladığı için kendi tabiriyle "hayatını yaşamaya" hiç vakti olmuyordu. Ancak bugün geldiği kitap fuarı gibi fevkaladeden şeyler olduğu zaman ne yapıp ediyor, zaman ayırmaya çalışıyordu. Arkadaşlarından ayrıldığı zaman hava kararmıştı. Vapura binip karşıya geçti. Artık mesai dağılma saati geçeli çok olduğu için yollar o kadar kalabalık değildi. Eve giden otobüse binip oturdu. Bacakları ağrıyor, kendini çok yorgun hissediyordu. DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.