Gözü hiç doymuyordu!

A -
A +

Gülten'den ayrıldıktan sonra yeniden vitrinlere bakarak Mecidiyeköy'e doğru yürümeye başladı Nermin. Arkadaşıyla konuştuklarını, ona söylediklerini, bir de söyleyemediklerini düşünüyordu. Arif Sıtkı Beyin Ömer'e olan tepkisinden müthiş bir sevinç duyuyordu. Karaman ailesinin yüklü servetine tek başına konacak olması heyecanlandırıyordu genç kadını. Hayatı boyunca para hep onun için ön planda olmuştu. Gözü doymak bilmeyen bir hırsın sahibiydi. Var olan her şeyi istiyor, kendisi ve oğlu için inanılmaz planlar yapıyordu. Bu yüzden Ömer'i babasının gözünden düşürmek ve Arif Beyin öfkesinin geçmemesi için bir sürü taktik kullanıyor, durmadan kardeşini babasına kötülüyordu. Yangına körükle giden bir hali vardı. Hayatı boyunca sahip olduğundan fazlasını istemiş, gözü hiçbir surette doymamıştı. Bu çocukluğundan beri böyleydi. Kendisinden başka hiç kimseyi düşünmeyen, bencil, çıkarları için bütün değerlerini yerle bir edebilecek bir karaktere sahipti. Bu sebeple Ömer'in evliliğine aslında çok sevinmiş, onun ailede gözden düşmesinin kendisine avantaj sağlayacağı düşüncesiyle hayaller kurmaya başlamıştı... Bir taksiye işaret ederek konağın adresini verdi. Yine doyumsuz bir şekilde para harcamıştı. Yüzlerce çift ayakkabısı olmasına rağmen yine almış, kıyafetleri dolaplardan taşmasına rağmen yine bir dolu paketi yüklenmişti. Konağın kapısından girer girmez sanki suç bastırıyormuşçasına bağırmaya başladı: - Ay bittim Vallahi sıcaktan. Alın şu paketleri odama çıkartın. Yoruldum, öldüm, soğuk bir şeyler getirin çabuk... Babam geldi mi? Emektar yardımcı Hatice sakinliğini hiç bozmadan cevap verdi: - Hayır küçük hanım, henüz gelmedi. Nermin sevinmişti. Birden değişiverdi: - Tamam, bana sıcak bir çay verin o zaman. Vazgeçtim soğuk bir şey içmekten. Mert nerede? Hatice aynı sakinlikle cevapladı: - İçeride efendim, hanımefendiyle birlikte. Nermin salona girdi: - Annesinin bir tek oğluşu! Güzelim, yakışıklım, hani anneye bir öpücük? Müberra Hanım yine durgundu. Nermin oğlunu kucaklayıp öptükten sonra annesinin karşısına oturdu. O sırada çayı da gelmişti: - Anne, asma artık suratını, bak babam sinirleniyor. Müberra Hanım omuzlarını silkti: - Asmıyorum. Ömer mademki bizi değil o kızı tercih etti, kendi bilir. O bizi sildiyse, ben de onu silerim. Hiç gocunmam... Nermin keyiflenmişti: - Tabii anne, terbiyesiz, ailesini bir kenara atıverdi o kız için baksana!.. > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.