Gözünden süzülenleri gizlemeye çalışıyordu!

A -
A +

Evin içi tanıdıklarla dolmuştu. Başsağlığı için gelenler Leman Hanımı teselliye çalışıyorlardı. Neriman'a kimsenin aldırdığı yoktu. Genç kadın odasına girmiş, sessizce ağlıyor, hayatında kendisini en yakın hissettiği adamın ölümüyle büyük bir sarsıntı yaşıyordu. Bundan sonra ne olabileceğini tahmin dahi edemiyordu. Bebeklerinin başını okşadı müşfik bir tavırla: - Dedeniz öldü yavrularım. Hiçbir şeyin farkında değilsiniz ama yitirdikleriniz sizin hayatınızda önemli insanlar... Belki de üçümüzün de hayatı bambaşka olacak şimdi. Korkuları vardı. Leman Hanımın kocası gibi kendisine müşfik bir kucak açacağına inanmıyordu. Kendisini yapayalnız ve dayanaksız kalmış hissediyordu. Cenaze o gün kaldırıldı. İkindi namazına yetişmişti. Akşam ise Emin Beyin arkadaşlarının hanımları, aile dostları doldurmuştu evi. Leman Hanımın arkadaşları ise zaten yalnız bırakmıyorlardı acılı kadını. Neriman ise ortalıkta dolanıyordu. Bir işe yaramak istiyor ama kendisini yabancı hissettiği bir yerde kendiliğinden bir şey yapmaya çekiniyordu. O geceyi yalnız geçirmediler. Yanlarında Emin Beylerin yakın dostları kaldı. Ertesi gün yine ziyaretçiler dolup taşırdılar evi. Leman Hanım oğullarına haber vermeyi reddetmişti. Bunu teklif eden yakın dostlarına tepki göstermişti: - Haluk asla gelmeyecek... Onu ölene kadar affetmeyeceğim. Uğur ise nerede bilmiyorum. Onlar benim için yoklar artık. Babalarının ölümü onların yüzünden... Acılı kadının şimdi yaşadığı büyük ıstırabın etkisiyle bu şekilde davrandığını düşünen aile dostları üstelemediler. Bir tanesi Emin Beyin işlerini tasfiye etme görevini üstüne aldı. Bu arada Neriman bebeklerinin yanından ayrılmıyor, bu acılı ortamda onların ağlamalarına izin vermemek için gereken çabayı gösteriyordu. Birkaç gün sonra gelen giden de azalmaya başlamıştı. Artık Neriman ve Leman Hanım evde daha uzun saatler boyunca yalnız kalmaya başlamışlardı. Leman Hanım biraz olsun toparlanmıştı. Bir sabah kahvaltı hazırlayan Neriman'ın yanına geldi: - Seninle konuşmamız lazım... diyerek bir sandalye çekti. Neriman bir anda yüreğinin ağzına geldiğini hissetti. Terbiyeli bir şekilde oturdu kayınvalidesinin karşısına: - Buyurun efendim sizi dinliyorum... - Emin yok artık. Başımda bir erkek kalmadı. Benim de ömrümün sonuna kadar sana ve çocuklarına bakabilecek ne gücüm var ne de isteğim. Annen ve baban buraya bir buçuk saat mesafede. Onların yanına git. Benim bundan sonra sana yapabilecek bir şeyim yok... Neriman dudaklarını ısırdı ve fısıldadı: - Anlıyorum efendim. Leman Hanım kendini haklı göstermek için atıldı: - Benim de hayatım karıştı artık. Bundan sonra kalan iki kuruş parayla yaşamaya çalışacağım. Buradan gideceğim. Akrabalarım var İzmir'de. Onların yanına yerleşeceğim. Allah senin de yolunu açık etsin. Neriman kalkıp elini öptü kayınvalidesinin. Gözlerinden süzülen yaşları göstermemeye çalışarak odasına girdi. Eşyalarını toplamaya başladı. Bebekleri mışıl mışıl her şeyden habersiz uyuyordu. Bundan sonrası hakkında en ufak bir fikri yoktu... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.