"Güzel haberlerle gelirsiniz inşallah!"

A -
A +

İstanbul'da Faruk'un nikahının yapıldığı günü sabahı İzmir'de Nihal sabahleyin oldukça yorgun uyandı. Artık gün sayıyordu. Geçen zaman zarfında doktor kontrollerini aksatmamış, bebeğinin sağlıklı doğabilmesi için gücü nispetinde yapılması gereken her şeyi yapmıştı. İşinden son derece memnundu. Bir ay önce Tülin Hanım kendisini çağırıp doğuma ne kadar kaldığını sorduğu zaman Nihal mahcup bir şekilde: - Bir ay kadar var Tülin Hanım, ama ben son güne kadar çalışmak niyetindeyim. - Olmaz öyle şey Nihal. Tehlikeye atma kendini. On beş gün sonra izinli çıkarsın. Doğumdan sonra da yasal iznini kullanıp dönersin kızım. Bu zaman zarfında maaşın işleyecek tabii ki... demişti. Verilen bu karardan sonra gerçekten de Nihal on gün önce izine ayrılmıştı. Günleri sığınma evinde geçiyor, dışarıya çıkmıyordu. Oda arkadaşlarıyla birlikte hazırlık yapıyor, onların da yardımıyla bebeğine patikler, hırkalar örüyordu. O gün kendisini yorgun hissettiği için yataktan kalkamadı. Kahvaltıya gidememişti. Servet Hanım ona yemekhaneden biraz ekmek, biraz peynir ve bir bardak süt getirmişti. Baş ucuna oturdu: - Kızım bunları yemen lazım... - Servet Abla, canım hiç istemiyor. Karnımda tuhaf bir sancı var, gidip geliyor... Servet Hanımın gözleri kısıldı: - Kız sanki bu bebek bugün gelecek gibi!.. Heyecanlanmıştı Nihal. Dudaklarını ısırdı: - Ne yapalım, gideyim mi hastaneye? - Bence bir şeyler ye, biraz bekleyelim bakalım... Sancıların sıklaşırsa bir araba çağırır gideriz. Konak dediğin neresi ki, on dakikada varırız. Nihal kadının sözünü dinleyip zorla da olsa birkaç lokma bir şey yedikten sonra yeniden uzandı. Öğlene kadar hiçbir şey olmadı. Öğleden sonra ise rahatsızlıklar iyice artmıştı. Artık sürekli terliyor, yarımşar saat arayla sancılanıyordu. Servet Hanım ayaklanmıştı. Nihal'in yanında duran Vasfiye'ye döndü: - Vasfiye, İrfan müdüre söyle de bir araba çağırsınlar. Misafirimiz geliyor gibi... Taksi hemen gelmişti. Nihal güçlükle yürüyerek aşağıya indi. Bebeği için hazırladığı çantayı Vasfiye almıştı. Servet Hanım da birlikte üçü taksiye bindiler. İrfan Bey taksi şoförüne bir miktar para verdi cebinden, eğilip arabanın içindekilere seslendi: - Haydi sağlıklı haberlerle gelirsiniz inşallah! Konak Doğum Hastanesinin bahçesinden içeri girdikleri zaman sancıların sıklığı on dakikaya inmişti. Hemen içeriye aldılar Nihal'i. Günlerden pazar olmasına rağmen Nihal'in doktoru tesadüf eseri nöbetçiydi. Bu rastlantı Nihal'i rahatlatmıştı. Memnun bir şekilde gülümsedi sedyenin üzerinden: - Biraz olsun içim rahatladı doktor hanım. İyi ki siz varsınız. Doktor gülümsedi onun saçlarını okşayarak: - Hiç merak etme, sanıyorum bugün anne olacaksın. Şimdi seni içeri alacaklar ve bir iğne yapacaklar. Ben hemen geliyorum. Endişelenme olur mu? Doğum uzun sürmedi. Dışarıda bekleyen Servet Hanım ve Vasfiye kapının önünde doktoru gördükleri zaman heyecanla koştular. Doktor Hanım sevimli bir ifade ile gülümsüyordu... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.