Hacer'in yüzü sapsarı olmuştu

A -
A +

Hacer bütün gün ağlamıştı... Gözleri kıpkırmızı, başında inanılmaz bir ağrı ve midesindeki bulantı ile âdeta sürükleniyordu. Gözü sürekli dışarıdaydı. Yaşar küçük kızını alıp gideli neredeyse iki saat olmuştu. Korkuyla yavrusunu bir daha göremeyeceğini düşünüyor, çaresizlik içinde kıvranıyordu. Eğer kocasının verdiği karara karşı çıkarsa onun yaptığı bütün tehditlerin gerçekleşeceğini bildiği için şaşkın bir şekilde bu inanılmaz ızdırabı kabullenmek zorunda kaldığını hissediyordu. Bu sırada kapının vurulduğunu duydu. Gelen komşusu Nezihe'ydi. Hacer'in yüzünü görünce kadın bir çığlık attı: - Kız bu hal ne? Yoksa yine mi dövdü o zalim kocan? Hacer tutamadı kendini. Hıçkırmaya başladı. Nezihe hemen içeri girip kapıyı kapattı: - Vah sana be kardeşim, ne oldu yine? Hacer dökülmüştü. Hıçkırıklar içinde inledi: - Bu başıma gelenler ne Nezihe Abla? Kızımı evlatlık veriyor Yaşar. Kim bilir kaç para alacak? Satıyor evladımı... Komşu kadın durakladı. Gözleri hayretle açılmıştı: - Dur hele, sakin ol bakayım, başından anlat şu işi... Hacer arada boğuk hıçkırıklarına engel olamadan anlattı bütün olanları. Sözünü bitirdiğinde Nezihe dudaklarını ısırmıştı: - Vay canına... Kız Hacer, kötü düşünme be kardeşim, bak evladının hayatı kurtulacak belki de... Eğer dediği doğruysa zenginmiş alan insanlar, öyle düşün... Yanında olup perişan olsa daha mı iyi? Biliyorum hiç kolay değil, özleyeceksin, offf, ne bileyim ben, iyi tarafından bak biraz da... Anlıyorsun değil mi ne demek istediğimi? Hacer başını salladı: - Belki de haklısın Nezihe Abla!.. Biz mahvoluyoruz, hiç olmazsa evladım kurtulsun değil mi?... Tam bu sırada midesinin bulantısıyla öğürdü. Yüzü sapsarı olmuştu: - Kız sen hastasın! diye haykırdı Nezihe... Neyin var? Omuzlarını kaldırdı Hacer: - Ne bileyim abla, ne zamandır bir mide bulantısı mahvediyor beni... Nezihe hemen ayaklandı: - Kalk sağlık ocağına götüreyim seni, ben de o tarafa gidiyordum. Haydi, itiraz istemem, giy mantonu... Hakan'ı da alalım... Fazla itiraz etmesine fırsat vermeden sürüklercesine kaldırdı Hacer'i. On beş dakika sonra sağlık ocağındaydılar. Doktor dikkatle muayene etti genç kadını. Sonra kaşlarını kaldırdı: - Tahminim hamilesin kızım. Bir test yapalım. Ama yüzde doksan eminim. Hacer dünyanın başına çöktüğünü hissetti. Nezihe ise donmuş kalmıştı... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.