"Handan, çok çalışkan bir kız"

A -
A +

Haşim Şahin'in emektar yardımcısı Feride Hanım o gün oldukça telaşlıydı. Bir gün önceden sarma sarmış, zeytinyağlıları pişirmişti. Sabah erkenden girdi mutfağa. İnci Hanımın vefatını duyduğu zaman çok ağlamıştı. Selma'nın çocukluğunu bilirdi, dolayısıyla da İnci'yi çok iyi tanırdı. Telaş içinde son defa baktı hazırlıklara. Her şey tamam gibi görüyordu. Huriye'ye seslendi heyecanla: - Haydi kızım, sofrayı hazırlamaya başlayalım. Bilirsin Haşim Bey titizdir. Dikkatli ol. Misafir takımını çıkart... Yarım saat sonra büyük salondaki mükellef sofra hazırlanmıştı ve son derece iştah açıcı görünüyordu. Feride bir defa daha bir eksik olup olmadığına baktı. Haşim Bey her zamanki koltuğunda gazetesini okuyordu. Bütün gün boyunca yaptığı sadece okumaktı zaten. Sabah erkenden kalkar, kahvaltısını yaptıktan sonra büyük bahçede kısa bir yürüyüşe çıkardı. Ardından gelip az şekerli kahvesini içer ve koltuğuna otururdu. Günün bundan sonrasını günlük gazeteleri, onlar bitince de kitabını okuyarak geçirirdi. Bazen çalışma odasına kapanır, saatlerce yazardı. Niyeti bunca yıllık hayatında edindiği tecrübeleri aktaracağı bir kitap hazırlamaktı. Araştırır, okur ve çalışırdı. Akşamları hafif bir yemek yedikten sonra biraz televizyon seyreder, ardından da yatardı. Rutin hayatıydı bu. Siyah bir pantolon, beyaz bir gömlek giymiş, gömleğinin içine bordo ipek bir fular takmıştı. Üzerinde de robdöşambrı vardı. Onca yaşına rağmen hâlâ dinç görünüyordu. Yemek davetine ilk gelenler Selma ve Turgay oldu. Selma sevgiyle sarıldı babasına: - Babacığım benim, çok yakışıklı görünüyorsun doğrusu... - Deli kız işte, bizde artık yakışıklılık mı kaldı be kızım? Selma kaşlarını kaldırdı: - Öyle deme babam, sen benim için dünyanın en mükemmel erkeğisin. Haşim Bey memnun bir kahkaha attıktan sonra damadına döndü: - Duyuyor musun Turgay, ben senden önde geliyorum. Turgay gülümsedi: - Önde gelen siz olun babacığım... Selma kocasına yaklaştı ve; - Senden sonra da eşim geliyor ama, dedi... Gülüştüler. Huriye kahvelerini getirmişti. Haşim Bey içmiyordu. Prensip olarak sadece sabahları bir fincan az şekerli kahve içerdi o kadar. Damadına döndü: - Nasıl Handan uyum sağladı mı? Turgay başını salladı: - Hem de nasıl baba, çok çalışkan bir kız. Vural Beyin ağzı kulaklarında. Çok memnun...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.