Betül heyecan içinde oğlunu bekliyordu. On beş dakika önce Oğuz telefon etmiş, İzmir'e geldiklerini söyleyerek yarım saate kadar evde olacağını bildirmişti. İki gündür hiç uyumayan Betül içinde yaşadığı şoku etrafına belli etmemek için var gücüyle çabalamıştı. Gözlerinin altı kararmış, iştahı kesilmişti. Onun bir sıkıntısı olduğunu anlayan Doğan Beyin sürekli ısrarlarına rağmen hiçbir şeyden bahsetmemişti. Kapının önünde bir taksinin durduğunu duyunca yüreği ağzına gelecekmiş gibi çarpmaya başladı. Biraz sonra Oğuz kapıdan içeriye girdi. Son derece neşeli ve sağlıklı görünüyordu: - Anne! Ben geldim. Betül doğal olmaya gayret ederek yerinden kalktı: - Hoş geldin yavrum, çok özledim seni... Oğuz koşarak sarıldı annesine. Boyu annesini geçeli neredeyse iki sene olmuştu. Hiç düşünmeden kucakladı Betül'ü, kendi etrafında döndürdü havada. - Oh, özlemişim ben de... Ama harika bir tatil geçirdim anne. Öyle muhteşem bir yere gittik ki anlatamam. Hiç böyle olacağını tahmin etmemiştik. Hakan'la Tolga da bayıldılar. Hele Murat Amca! Mutlaka tanıştıracağım sizi onunla. Harika bir insan. Betül soluğunu tutmuştu âdeta. Oğlunu tedirgin etmeden bir şeyler öğrenmeye çalıştı: - Kim bu Murat Amca? - Otelin sahibi anne. Yakışıklı bir adam. İlk karşılaştığın zaman öyle düşünmüyorsun, biraz suratsızmış gibi geliyor insana ama tanıdığın zaman öyle şeker ki... Otelde kalıyor hep. Koskoca yerin sahibi. Tabii otel sahibi arkadaşımız olunca bize gösterilen itibar da o biçim oldu. Betül kayıtsız davranmaya çalışarak sordu: - Karısı, çoluğu çocuğu yok mu? Oğuz başını iki yana salladı: - Hayır! Yok. Çocuğu varmış ama karışık bir iş sanırım, pek anlatmak istemedi. Bilmiyorum falan gibi laflar etti. Ben de sormadım. Ama evli değil. Herhalde boşanmıştır, hem çocuğu olup hem de evli olmadığına göre... Bir kere konuştuk zaten. Ben sordum onu da, senin yaşlarında bir evladım olması lazım falan dedi, sonra laf karıştırdı. Anladım ki bahsetmek istemiyor, ben de üstelemedim. Betül iliklerine kadar titredi. - Sen bizden bahsettin mi? Oğuz gülümsedi: - Tabii bahsettim, babamı anlattım ona. Seni anlattım. Sizinle tanışmak istedi. Betül dudaklarını ısırdı. Bu karşılaşmanın asla gerçekleşmemesi, Oğuz'un da bu arkadaşlığı bir şekilde derhal bitirmesi gerekiyordu. Bunu nasıl başarabileceğini ise bilemiyordu henüz. Eğer Murat Oğuz'un kendi oğlu olduğunu öğrenirse asla peşini bırakmazdı. Bugüne kadar yaşadıkları yüzünden bunun intikamını Betül'den almak isteyeceği aşikardı. Sakin görünmeye çalışarak oğluna döndü: - Tamam, artık tatilini de yaptın, bundan sonra okulun açılacak. Kendini derslerine verirsin umarım. Oğuz gülümsedi annesine, odasına gitmeden onun yanağına bir öpücük kondurdu. Betül buz gibiydi... > DEVAMI YARIN