"Hayatında biri olduğunu biliyorum"

A -
A +

Sevim Hanım kocasının arabasının sesini duyunca başını kaldırdı ve gayretli olmaya çalışarak yerinden kalktı. Bütün gün kafasının içi karmakarışıktı. Sedat'ın kendisini aldatabileceğini hiç düşünmemiş, evliliği boyunca ona hep güvenmişti. Ama bugün duyduğu şeyler ve bazı rastlantıların yüreğinde filizlendirdiği şüphelere inanmak istemese de belirtiler kocasının hayatında bir başkasının varlığını doğruluyor gibiydi. Onunla bu meseleyi konuşmaya karar vermişti. Sedat kapıdan gülümseyerek girdi: - Merhaba hayatım, kurt gibi açım... Oğlanlar nerede? - Tunç ve Demir içeride. Gökhan arkadaşında. Üniversite için hazırlanıyor... Bu gece orada kalacak. Sedat çantasını portmantoya bıraktı. Ceketini çıkarttı. Başını kaldırıp havayı kokladı: - Mis gibi kokular geliyor içeriden... Sevim sakin görünmeye çalışarak gülümsedi: - Üzerini değiştir, elini yüzünü yıka, hemen oturalım sofraya... Çocuklar yediler yemeklerini. Yarım saat sonra karı koca karşılıklı oturmuşlardı. Sedat iki oğluyla biraz sohbet etmiş, ev kıyafetlerini giymiş ve yıkanmıştı. Karısının uzattığı tabağı alırken memnun gülümsedi: - Nefis bir şeye benziyor. Senin gibi kimse yemek yapamaz Sevim. Genç kadın dudaklarını ısırdı. Yemek boyunca havadan sudan sohbet ettiler. Bir ara sordu kadın: - Bütün gün ofiste miydin? - Evet, çok işim vardı. Akşama kadar kafamı kaldıramadım. Sevim arkasına yaslandı. Yemekleri bitmişti. Kocasının sigara paketine uzanıp bir tane yaktı. Mavi dumanları tavana doğru üfledikten sonra dikkatle onun gözlerinin içine baktı: - Sabah seni aradım, Ayşen daha gelmediğini söyledi. Sedat şaşırmıştı. Kekeledi: - Sabah giderken bankaya uğradım. Geç kaldım. Bana söylemedi aradığını? Sevim derin bir nefes aldı ve tok bir sesle; - Her şeyi biliyorum Sedat... dedi... Sedat hayretle baktı karısına: - Ne biliyorsun? Neyi biliyorsun? Sevim külünü silkeledi. Son derece sakin görünüyordu: - Hayatında biri olduğunu biliyorum Sedat. Adam paniklemişti. Başını iki yana salladı: - Nereden çıkartıyorsun bunu? Yok böyle bir şey... Sevim gözlerini kıstı ve dikkatle baktı onun yüzüne: - Neden dürüst davranmıyorsun Sedat? Bir şey yapıyorsan arkasında dur, dürüst ol!.. Adam yutkundu, çaresiz bir şekilde mırıldandı: - Bu, bu ciddi bir şey değil Sevim... Öylesine, bir bunalım... Yani, lütfen... Sevim ayağa kalkmıştı. Gözlerini kısarak baktı kocasının yüzüne. Bu bakışlarda hayal kırıklığı, üzüntü, öfke harmanlanmış gibiydi. Başını iki yana salladı "yazıklar olsun" der gibi... Odadan çıkıp gitti... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.