Ozan Zeynep'ten ayrıldıktan sonra otobüs duraklarına doğru yürüdü. Arkasından ağır ağır kendisini takip eden beyaz arabayı fark etmiyordu bile. Durakta bir süre bekledikten sonra gelen otobüse bindi. Arka sıralarda bir yere oturdu. Geç vakit olduğu için tenhaydı otobüs. Geçirdiği iki günü değerlendirmesini yapıyordu kafasında. Şimdiden özlemişti Zeynep'i. Bu genç kıza karşı tertemiz, yoğun duygular besliyordu içinde. Onun her halinden hoşlanıyor, büyük bir hayranlık duyuyordu. Hayaller kurmaya başlamıştı. Geleceğinin her sahnesinde Zeynep'in bir yeri vardı artık. Bütün bunları düşlerken onun sosyal statüsünü hiç düşünmüyor, aralarındaki düzey farkını göz ardı ediyor, aklına bile getirmiyordu. Otobüs Koca Mustafa Paşa'ya gelince indi. Sokaklar karanlıktı. Hızlı adımlarla evine doğru ilerledi. Beyaz araba hâlâ arkasındaydı. Otobüsü takip etmişti. Ozan oturduğu evin kapısından içeri girerken dönüp arabaya baktı gayri ihtiyari. Şoför mahallindeki adam onun baktığını görünce gaza yüklendi. Hızla geçti araba. Ozan merdivenleri ikişer ikişer çıktı. Kapının zilini heyecanla çaldı. Münevver Hanımın ayak seslerini duyunca heyecanlanmıştı. - Aslanım gelmiş, oğlum gelmiş benim... - Anam, nasılsın anam? Merak etmedin değil mi? Münevver Hanım omuzlarından tutup yüzüne baktı oğlunun: - Yanmışsın sen inan ki... Şu hale bak! Ozan çantasını bıraktı yere: - Güneşten yandım anne. Hayatımda böyle güzel bir yer görmedim. Beyaz bir cennet sanki. Öyle güzel vakit geçirdik, öyle eğlendik ki anam anlatamam. Sana çok teşekkür ederim. Münevver Hanım evladının mutluluğunu gözleri yaşararak seyrediyordu. Omzunu sıvazladı onun: - Oh, iyi ki gitmişsin, içine sindirsin Allah evladım. Sen mutlu olunca ben de oluyorum. Ozan oturma odasına girip çekyatın üzerine attı kendini: - Yoruldum ama değdi. Harika bir yer. Hele oteli görecektin anne, filmlerdeki gibi, lüks bir otel. Gece-gündüz harika vakit geçirdik. Etrafına bakındı: - Sen ne yaptın Münevver Sultan? - Ben de dinlendim oğlum. Evvelki gün yan komşuya, Cemile Hanıma gittim. Bakıcı kadını izinliydi. Ben oturdum yanında. Dün de evdeydim oğlum. Karnın aç mı Ozan'ım? Başını kaldırdı genç adam: - Yok değil anne. Otur şuraya sana bir şey söyleyeceğim. Münevver Hanım merakla oğluna bakarak eliyle işaret ettiği yere ilişti. - Hayırdır oğlum, bir şey mi oldu? Ozan yutkundu, gözlerinin içi gülüyordu. Diliyle dudaklarını ıslattı ve tane tane konuştu: - Ben âşık oldum anne! Çok güzel bir kıza âşık oldum. Münevver Hanım şaşkınlıkla baktı oğluna, sonra hafifçe gülümsedi hayretle karışık: - Aşık mı oldun? Hayırdır inşallah... Kim yavrum bu kız? > DEVAMI YARIN