Hem cinayet hem de gasp! -69-

A -
A +

Ofisin kapısını hızla açtı. Memduh bey yeni gelmişti. Onun odasına daldı teklifsizce. Memduh bey bembeyaz bir yüzle karşısında duran emektar yardımcısına bakakaldı... Memduh bey şaşkın bir şekilde kadının yüzüne dikmişti gözlerini: - Safiye? İyi misin kızım? Berbat görünüyorsun... - Memduh bey amca... Bana yardım et... Bir külçe gibi oturdu koltuklardan birine. Kuruyan dudaklarını ıslattı diliyle. - Memduh bey amca, Hakan, Hakan birini vurmuş, öldürmüş... Gerisini getiremedi. Sarsılarak ağlamaya başlamıştı. Memduh bey ise durumun ciddiyetini duyduğu tek bir cümle ile anlamıştı zaten. Masasından kalkıp Safiye'nin yanına geldi. Bir sandalye çekti sevecen bir tavırla: - Sakin ol bakalım, bana etraflıca anlat şu işi... Tane tane... Başını salladı genç kadın. Sonra sabah öğrendiklerini teker teker anlattı. Sözleri bitince korkuyla baktı avukatın yüzüne. Memduh beyin kaşları çatılmıştı: - Hem cinayet hem de gasp var. Çok zor durum. Ama gerçek bu. Gidelim hemen Safiye, ben de konuşayım Hakan'la. Sonra alıp karakola götürelim. Başka yapacak bir şey yok. Bir şekilde az ceza alması için uğraşacağız ama... Safiye adeta inledi: - Bitti, hayatı bitti Memduh bey amca, geleceği, ümitleri, her şey bitti. Bunca çektiğim çile, verdiğim savaş sadece onun iyi bir insan olması içindi. Ama bitti. Artık hiçbir şeyin anlamı kalmadı. Hıçkırarak ağlıyordu. Yaşlı avukat acıyarak baktı ona. Teselli verecek tek bir söz bile yoktu ki... *** Hakan Memduh beyi dikkatle dinliyordu. Bir eli annesinin avuçlarının arasındaydı. Boş gözlerini yere dikmişti Safiye. Usul usul oğlunun elini okşuyordu bu arada. Memduh bey: - Anladın değil mi? Sakın ters bir şey yapma. Teslim olmak zorundasın. Korkma. Adalete güvenmek zorundasın, ama bir suç işledin, bunun da bedelini ödeyeceksin. Nasıl yaptın, neden yaptın, bunları konuşmayacağım seninle... Şimdi anneciğinin koşturmasını, senin için verdiği savaşı anlarsın umarım. Ağır bir ders olacak belki sana. Bundan sonrası nasıl olur bilemem ama zararın neresinden dönülürse kârdır. İnşallah gerçekleri anlayabilirsin oğlum. Haydi, şimdi gidelim karakola. Safiye titredi. Hakan korkuyla etrafına bakınıyordu. Zavallı kadın ona döndü, parmaklarını usulca oğlunun yanaklarında gezdirdi: - Haydi yavrum... Usulca kalktı Hakan. Ayakkabılarını giydi. Biraz sonra Memduh beyin arabası karakolun önüne park ediyordu. Kapıdaki polisle yaşlı avukat konuştu: - Bir itiraf var memur bey. Teslim olmaya gelen bir suçlu var. Polis memuru onları küçük bir odaya aldı. Az sonra bir komiser ve iki memur girdiler içeriye. Memduh bey meseleyi anlattı. Komiser Hakan'a döndü: - Şimdi olayı bize, başından itibaren eksiksiz anlat bakalım. İfadeni alacağız. Yarım saat sonra ifade imzalanmış ve Hakan tutuklanmıştı. Ellerinde kelepçelerle giderken ağlıyordu... DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.