Özlem, babasının "Selim nasıl" sorusunu teferruatlı cevapladı: - İyi baba, beraber çıktık okuldan. Her gün beni almaya gelip, Çapa'dan Aksaray'a kadar yanımda geliyor. Ona, gelme diyorum ama dinlemiyor. Ne yapayım, ben de ses çıkartmıyorum artık. Kendisine işkence yapıyor!.. Hafta sonu gideceğim onlara. Biraz Adile Anneye yardım edeyim. Odasını badanalayacakmış. Serpil Ablanın hâli malum. Behiye Hanım başını salladı: - Zor onların işleri o kızla... Yazık... Bir psikoloğa falan götürseler... İnan ki canına bir şey yapar o kızcağız!.. Omuzlarını kaldırdı Özlem: - Ben de söyledim Selim'e ama... Bizim psikiyatri bölümünde arkadaşlar var. Onlarla konuşurum dedim, tabii bu işlere çok fazla müdahil olmak iyi değil. Yanlış bir sonuç alırlar, sebebi sen olursun. Ferit Bey başını salladı: - Haklısın kızım, aman dikkat et!.. Behiye Hanım sütlaçları sofraya getirmişti. Hem Ferit Beyin hem de Özlem'in gözleri parladı: - Ooo, sütlaç ha! Behiye Hanım ikisinin de hâline gülmekten kendini alamadı. - Tövbe tövbe... Gören de sizi hiç hayatınızda sütlaç yemediniz sanacak... Baba kız delisiniz yahu! Kayınvalidenleri de bir akşam yemeğe çağıracağım; ama dersleriniz biraz hafiflesin... Özlem kaşığına sarılmıştı bile. Ağzındaki lezzeti içine sindirmek için gözlerini kapatarak yediği bir kaşık sütlacı yutunca cevap verdi annesine: - Acele etme anne, şu soğuklar geçsin. İnsanların ta Kocamustafa Paşa'dan gelip gitmeleri zor. Cahit Baba da yorgun görünüyordu son gördüğümde. O adamcağızın sağlığı iyi değil. Telaşlandırmamak için bir şey demedim ama, bir derslerimi kolaylarsam hem onu hem de Adile Anneyi hastaneye götürüp bir kontrolden geçirteceğim. Ferit Bey başını salladı: - İyi edersin kızım. Kolay değil. Adamcağız bu hâliyle hâlâ çalışacağım diye koşturuyor. Evlendikten sonra da desteğinizi çekmeyin o insancıkların üzerinden, kolay değil azıcık maaşla geçinmek. İnşallah Serpil kızımız da düzelir, iyi bir evlilik yapar. Dertleri tasaları kalmaz insanların. Sofradan kalkar kalkmaz hemen baba kız televizyonun karşısına geçtiler. İkisi de her zamanki koltuklarına oturmuşlardı. Behiye Hanım sevgiyle baktı onlara. İçi titredi... *** Selim kanepeye uzanmıştı. Babası odaya girince toparlanıp kalktı: - Ne yapıyor? - Uyumuş, üzerini örttüm. Bu kızı mutlaka doktora götürmeliyiz Selim. Özlem'le konuşsak da bir şeyler ayarlasa bize... Böyle olmayacak çünkü. Üç senedir perişan oldu kız... > DEVAMI YARIN